Trabzon taraftarına laf eden çarpılır. Biraz ışık görsün, doluyorlar tribüne. Kadro güven versin yeter ki... Ara devrede yapılacak işlere imza attı yönetim. Boşnak Hoca işaret etti, onlar aldı. Lig için oldukça iyi bir futbolcu grubu oluştu. Çizgi dışında kalanlar üzerine düşeni yaptı. Şimdi görev Vahid Hoca ve ekibinde. Dışarıdaki ışıltı yeşil çimlerde yoktu. Oynanan futbolun kısa tarifi kör dövüşüydü. Yattara, Fatih, Szymkowiak'ın forma giydiği takım rakibe teslim olur mu? Hiç mi izlenmiyor rakipler? Kısa paslarla Malatya'nın aşılamayacağı, bu şekil oynalarak golün bir sürprize kaldığı, bireysel hata ya da beceriyle tabelanın değişeceği hesap edilmiyor mu? Bu futbol aklı tartışılır işte. 90 dakika bir ters top atmadı Trabzonspor. Oyunun yönü hiç değişmedi. Göstere göstere rakibin önlem aldığı taraftan atak zorlandı. Bir an bile Malatya savunmasının dengesi bozulmadı. Sistemin sadece adı vardı Trabzon tarafında. Sistemi işletecek taktikler yetersizdi. Rakibi şaşırtacak bir boş koşu yapan olmadı. Mevkilerine çakılmış, ayağına top isteyen futbolcular grubu. Yeni Sırp vasat göründü, sol kenar hiç çalışmadı, Szymkowiak markajda bunaldı, Fatih Tekke'yi göremedim. Tüm yük Yattara'nın üzerine binmişti. Bir futbolcu iki-üç kişiyle marke edildiği ortamda ne yapabilir? Fazlasını üretti Yattara. Yaptığı ortalara yetişip kafa vurmadı sadece. Trabzon futbolunu körelten bir başka sebep de gol sahasındaki yüksek top eksikliği idi. Kale sahasına düşen her topa Malatyalılar vurdu. Bitime az kala "mecburiyetten" rakibi çözdü Vahid Hoca. Tek forvet bıraktığı Fatih'in önüne Ali Güzeldal ve Ergin'i koydu. Son 5 dakika gol sahasında fazla adamı vardı bordo-mavililerin. Seken topu Ali Güzeldal kaptı, rakipten sıyrılışı ve vuruşu hakikaten güzeldi. Hakem Cüneyt Çakır iyi bir yönetim gösterdi.