Öncelikle kulübün gerçek sahiplerine teşekkür ederim. Beş yıllık esaretten kurtardılar Trabzonspor'u. Kırdılar zincirleri. Umutla bakabildiler geleceğe. Trabzonspor'un geleceği için bir yönetime taraf oldum ilk defa Atılacak adımlar bellidir. Yeni stat, pilot takımlar, bordo-maviye gönül verenlerin yaşadığı bölgelere altyapılar... Takipçisi olacağız. Profesyonel kadrolarla çalışan Trabzonspor'u isteyeceğiz. Sattığından değil, aldığından kaybettiğini yönetenler anlayana kadar yazacağız. Kulübün gerçek sahipleri büyük adım atmıştır. "Küçük olsun bizim olsun" diyenleri dışlamış, "büyük olsun hepimizin olsun" tarafına geçmiştir. Hedeften kopmuş iki takımın mücadelesi sönük geçti. Soğuk İstanbul gecesinde futbolla ısınmak isteyenler dondu kaldı. Dikkatle bakmak için, topun Yattara ya da Sergen'e gelmesi gerekiyordu. Sergen bir devre kaldı, Yattara devam etti. Teknik adamların oyun yapısı gereği çok adamla kapanan bordo-mavililer, kalabalığı aşmaya çalışan bir Beşiktaş oyunu izledik Dakikalar geçtikçe Tigana'nın oyun isteğinin bir işe yaramadığını gördük. Gol için rakip savunmanın bireysel hata yapması gerekiyordu. Ya da Beşiktaşlı bir futbolcunun ekstra işler çıkarması... Youla ve İbrahim Akın'ın uyumsuz hareketi sonuç vermedi. İlk yarım saatte olay belli oldu. Adem Dursun ve Yattara eşleşmesi yanlıştı. Buluştuğu her topta dans ediyordu Yattara. Bir - iki kaçırdı, üçüncüyü filelere yolladı. Göze hoş gelmese de, Vahid hocanın oyun isteği doğruydu. Çok dengeli, kademeli yerleştiler. Sahasına gömülmesine rağmen pozisyon vermedi. Arkada bulduğu boşluğa, adam kaçırmaya uygun Beşiktaş'ı doğru analiz etmiş Vahid hoca. Topun rakipte olduğu her pozisyonda, fazla sayıda savunmacı top ile kale arasındaydı... Yattara çok iyiydi, O'na ekleyeceğimiz biraz Hüseyin, biraz da kaptan Fatih. Savunmanın hatasız futbolunu unutmamak lazım. Beşiktaş'ta Sergen niye çıktı çözemedim. İyi oynadı diyeceğim bir isim yoktu. Hakem Serdar Tatlı iyi bir yönetim gösterdi.