Mevlana düşüncelerini ve öğretilerini paylaşmak üzere Türkiye dahil olmak üzere 28 ülkenin gençleri ve Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen 75 grup, 19-26 Ağustos tarihleri arasında Konya'da bir araya geliyor. Mevlana Celaleddin-i rumi (hazretleri) gibi öz kültür varlıklarımızdan olan bir değerimiz, özellikle dünya gençlerine tanıtılacak. Sevgi, barış, dostluk ve hoşgörü ekseninde Türk ve Dünya gençliğini Konya'da bir araya getirecek olan projeyi Dışişleri Bakanlığı da destekliyor. Katılımcı gençler, geldikleri illerin ve ülkelerin sevgi, barış ve dostluk temalı farklı alanlardaki çalışmalarını, yöresel el sanatlarını, fuar alanı şeklinde hazırlanacak "Hoşgörü Meydanı"nda sunacaklar. Öz kültürümüzün güzel değerlerinin gelecek nesillere tanıtılması, sevdirilmesi takdire şayan bir çaba. Ancak, kültür değerlerimiz; kendi özlerinden bir şey kaybettirilmeden, değişime uğratılmadan insanlara sunulduğu sürece, orijinal bir olgu olarak kabul görürler. Bu sunumlar İnsanları etkiler, kültürel yapıyı etkiler, örnek teşkil ederler, hatta kültürlerin yansıması olan sanata ilham olurlar. Değişim şudur; bir şeylerden vazgeçip yerine başka bir şeyleri almak demektir. Her vazgeçilen şey, orijinallikten, asıldan uzaklaşmak, özgün kültürden bir şeylerin kaybedilmesi demektir. Çünkü sanat kolları, bulundukları ortamın kültüründen etkilenirler ve onun izlerini taşırlar. Bu etkilenme ile sanat, mevcut kültürün sınırları dahilinde gelişim de sağlar. Böylelikle her kültüre göre farklı özgün sanat eserleri ortaya çıkar. Kültürler arası renklilikler oluşur. Eğer bunun tersi olursa, yani kültürler, sanattan etkilenmeye başlarsa, o zaman gelişim değil, değişim söz konusudur. Çünkü sanat kolları bazen, kültürleri etkileyebilir, değişime uğratabilir. ** Bunları niçin yazdım? Hoşgörü buluşması boyunca, gençlere ney üfleme dersleri ve semazenlik eğitimi gibi kurslar verilecekmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı sema müziği sanatçıları etkinlik boyunca sema gösterileri sunacakmış. Buluşmada Mercan Dede ve Ferhat Göçer de sahne alacakmış. Bütün Mevlana tanıtımları sema ayini üzerine yapılıyor. Yerli yabancı herkes de öyle algılıyor. Mevlana olgusu sadece bir sema gösterisi değildir. Mevlana Hazretleri her şeyden önce bir din alimidir. Veli bir zattır. Hem dinin hem de tasavvuf kültürünün belirgin sınırları, kuralları vardır. Gençliğin bu büyük buluşmasında, yapılacak sempozyum, toplantı ve seminerlerle Mevlana hazretlerinin kişiliği, ahlakı, eserleri, Allahü tealaya olan aşkı ve inancının kaynağı olan kültürün, nasıl oluştuğu anlatılabilse, bu değerli veliye hak ettiği hürmet, daha mı iyi gösterilmiş olur acaba? Yoksa onun yaşamadığı bir kültür ve sanat etkinlikleri ile o anlatılmaya çalışılırsa, tanıtımımız eksik, yanlış olmaz mı, onu incitmiş olmaz mıyız?.. Acaba!.. Bu endişeyi taşıyan var mı?.. ** Neyleyim neyi, neyzeni ben olunca. Neyleyim, neyi neyzeni, hakk olunca. Neyleyim neyi, Mevla nahoş bulunca. 2007 Mevlana yılında Mevlana'yı doğru anlayıp idrak etmek dileği ile...