Kültürlerin aynasından

A -
A +

Dünya üzerinde çok farklı kültürlerde, milletler, topluluklar yaşıyor. Çok önceleri İnsanlar, ülkeler arası bilinmezlikleri, sınır ötesi ticaret yapan tacirlerin gördükleri ya da, ülke ülke gezen seyyahların anlattıkları ile çözmeye çalışır, ancak onların açtıkları pencere kadar ve onların gözüyle diğer toplumları tanırdı. Bugün, haberleşme ve seyahat imkânları öyle gelişti ki, artık toplumların birbirlerinden saklayacak hiçbir bilinmezi olmadığı gibi, birbirlerini tanımaları için başka gözlere de ihtiyacı kalmadı. Çünkü, yazılan kitaplar, belgeseller, internet erişimleri, gazeteler, radyolar ve televizyonlar günümüz insanı arasındaki uzaklık mefhumunu ortadan kaldırmış, en uzak beldeleri, kültürleri odalarımıza kadar getirmiştir. Zaman zaman yapılan uluslararası etkinlikler, festivaller, fuarlar ve toplantılar da sınır aşırı ülke insanlarının birbirlerini daha yakından tanımalarına fırsatlar oluşturmaktadır. Bilhassa kültür ve sanat etkinliklerinin ağırlıklı olduğu festivaller, toplumlararası kültürleri yansıtan bir ayna, bir köprü olmaktadır. Geçtiğimiz günlerde, ipek şehri Bursa'da gerçekleştirilen "İpek Yolu Film Festivali" de bunlardan biriydi. (İlk olmasına rağmen hoşgörünün hakim olduğu başarılı bir organizasyondu.) Çeşitli ülkelerden, 40'ın üzerinde filmin gösterime sunulduğu festivalde, izlenen her filmle birlikte, o ülkenin içine girip, insanlarının karakter yapısını, kültürünü, anlayışını da tahlil etme imkânı buluyorsunuz. Yani, okuduklarınız, duyduklarınızla birlikte, filmlerde gördükleriniz biraz daha pekişiyor. Bu filmlerden birkaç örnek sunmak istiyorum... Bir Hint film vardı festivalde, adı "Su". Hindistan hakkında bir şeyler duymuşsunuzdur muhakkak. Yani, nufüsu kalabalık, fakiri çok, fillerle taşımacılık yapılan, Budist dininin yaygın olduğu büyük bir ülke gibi... Daha detaylı bilgileri ise oraya gidenler, gördükleri kadar biliyorlar. Bu film merceği biraz daha yakınlaştırıp, 1900'lü yıllardaki Hint halkının sosyal hayatından bir kesit sunuyordu. Brahma dinine göre kocası ölen dul kadınların bir daha evlenmesi imkânsızdı. Bu kadınlar, sığınma evine terk ediliyor. Orada yaşayıp, orada ölüyorlar. Film; çok küçük yaşta evlendirilmiş, kocası ölünce, 9 yaşında dul kalmış, hayatı, hâlâ bir oyun gibi gören küçük bir kızın ibret dolu hikâyesini konu edinmiş. Onun yaşadıklarında, Hint insanının saplantılarını, kültürünü de görmüş oluyorsunuz. Bir diğer film Sırp yapımı. Sırplar, tarihten gelen bilgilerle ve son Bosna katliamında yaşananlarla; kaba,acımasız, suç işlemeye müsait bir millet olarak zihnimde yer etmiş. Bu Sırp filminde de, bunu fazlasıyla görüyordum. Filmde "eden bir gün ettiğini bulur" gibi ders çıkarılacak güzel bir tema işlemişlerdi ama, filmin sahnelerinde, agresif ve küfürlü konuşmalardan tutun, davranış biçimlerine ve yaşadıkları ortamlara kadar sergilenenler, bu milletin kültürünü anlamanız için yeter de artar bile. Komşumuz Yunanlıları zaten biliyoruz ya, filmde de farklı değiller. Sen kalk taa Yunanistan'dan Karagöz ve Hacivat'ın memleketi olan Bursa'ya gel, hem de anısına "Altın Karagöz" ödülü verilecek olan bir festivale... Film olarak da "Hacivatis Karagözis"i konu alan film göster. Bir de Türkler, Yunanlı aileleri kesmişler diye filmde bize seyrettir. Pes doğrusu! Ee, dedim size! Zaten tanıyoruz onları. Değişen bir şey yok! Aynı tas, aynı hamam. Sözün özü, uluslararası festivaller, toplumların kültürel yönden yakınlaşması ve birbirini daha iyi anlaması için, önemli bir görev icra etmiş oluyorlar. Tabii, bu festivallere katılan eser sahibi sanatçılar da... Yeter ki, neyi, nasıl temsil edeceklerinin şuurunda olsunlar. Geçmişte bazılarının yaptığı gibi, sanat kimliğini kullanarak, kendi ülkesinin ve insanının ayıplarıyla, çirkinlikleriyle, şöhret ve ödül avcılığı yapanlar, gerçek sanatın parlayan sayfalarında, kapkara bir leke olarak kalacaklar. Çünkü, çirkin ve kara renklerle yapılan sanatın, beyaz ödülü olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.