Yol bulmak

A -
A +

Kendinize ulaşmak istediğiniz iyi bir hedef seçseniz bile, eğer yol yordam bilmiyorsanız ne yaparsınız? Her halde yapacağınız ilk iş, hedefinizin yolunu bilen birine sormak olur. Yolu bilen ise, ne kadar biliyorsa o kadar tarif edebilir. Her tarif şekli de kişiye göre değişir. Bir dağcıya sorarsanız, dağ yollarından tarifler çıkaracaktır. Denizci ise, deniz ulaşımına göre bildiklerini anlatacaktır. Bir çerçi ise köy köy dolaştırır sizi artık. Pilota sorarsanız, en kısa yolu o tarif edecek belki de. Hedefe varınca havadan atladığınızda yere çakılmazsanız eğer. Yani kısacası, işin latifesi bir yana, herkes kendi bildiğince açıklar, yapılan tarifi. En cahilinden en cahil, en bilgesinden en bilge cevap alırsınız. Bir de, iyilik kötülük faktörü var. İyisinden iyi, kötüsünden kötü bir tarif. Yani aklar akı, karalar karayı anlatır. Ama o yolun en kısa olanını, en emin olanını, en çabuk ulaştıranını bir bilen muhakkak vardır. Hele hele gideceğiniz yol uzun, ıssız, tehlikelerle dolu, tariflerle aşamayacağınız bir yol ise, muhakkak yolu iyi bilen bir rehber hep yanınızda olsun istersiniz. Çünkü kim hayatını tehlikeye atmak ister ki? Bataklıklarla dolu bir ormanda yola çıkacaksanız, orada yaşayan, ormanı iyi bilen, emin birini rehber edinmelisiniz ki, bataklığın birinde hayatınız son bulmasın... ** İnsanın ilk rehberi annesidir, ona yemeyi, içmeyi, gülmeyi, sevmeyi, konuşmayı öğretir. Sonra babasıdır; güvenmeyi, inanmayı, yaşama mücadelesini, hayatın püf noktalarını öğretir. Sonra öğretmenidir; okumayı, yazmayı, değişik kültürleri, bilimi öğretir. Sonra arkadaşıdır; paylaşmayı, fedakarlığı, birlikteliğin gücünü, insanın insana muhtaçlığını öğretir. Sonra özel seçkin kişilerdir; (güngörmüş, tecrübeli, ileriyi görebilen, hayatın sırlarına vakıf olmuş, kendini aşmış, söylediğinden emin olunan yüksek vasıflı örnek ve önder insanlar) İyi bir yol göstericidirler. Onlarla yolunuz daha bir aydınlık olur, daha bir huzurlu, daha bir kısa... Tabii bu özel önder kişiler içinde, hem iyi olanlara, hem de kötü olanlara rastlarsınız. Çünkü insanlar koyun sürüleri gibidir. Başlarındaki çoban iyiyse; güzelliklere, kötüyse; uçurumlara giderler. Dünya tarihine baktığınızda tarihin; insanları etkileyen, iyi ve kötü vasıflı rehberlerle (liderler), onlara inanmış insanların mücadelesinden oluştuğunu görürsünüz. Ne yazık ki kendilerine kötü bir rehber seçmiş insanlar, yaşadıkları sefa ve cefa ne olursa olsun, tarihte kötülerin safında yerlerini alırlar. Ellerinde ziyan olmuş bir ömürden başka bir şey kalmaz. Rehberi domuz olanın burnu, pislikten kurtulmaz derler. Bu bir tercih meselesi tabii. Yani rehberiniz yolu iyi bilse de, eğer kötülüğü temsil ediyorsa, yolda başınıza gelecek kötülükten doğal ne olabilir. Ancak yolu iyi bilen, iyi bir rehberle yola çıkarsanız, attığınız her adım sizi hedefe yaklaştıracak, hayatınız anlam kazanacaktır. Yeter ki seçtiğiniz hedef ve rehber, iyiliği temsil etsin! ** Karınca, Kabe'ye gitmek için yola çıkar. O yüksek dağları, korkunç tehlikeleri gözü görmez bile. Onu görenler yolculuktan vazgeçirmeye çalışırlar. "Buncağız boyunla, taa oralara varmaya senin ömrün yeter mi? Gel vazgeç bu sevdadan" derler. Karınca karar vermiş ya bir kere... İnandığı hedefe illa gidecek, "olsun" der, "varamasak da bu yolda ölürüz ya!" Ey insanoğlu! Şu üzerimizi kaplayan, uçsuz bucaksız uzay boşluğunda, iğne ucu kadar bile yer tutmayan, aklı ve yolculuk bilgisi olmayan, yol bilmez, iz bilmez bir dünya gemisi üzerinde yolculuktasın. Nereye?.. Haydi hayırlı yolculuklar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.