Dünyanın en ciddi saçmalığı

A -
A +
Christian Bromberger'in söylediği bir sözcüktür bu haftaki ana başlığım. Bir düşünürdür, futbola inanmaktadır ama insanların ona esir düşüp köle olmasını algılamakta zorluk çekmektedir. Ona 24 milyon Euro'luk adamın tribünde oturduğu maçta gol olup yağan bir takımı, iki ayrı stadın ceza alanlarında aynı harekete 2 ayrı karar vermelerini, futbolun içinde barındırdığı ve 1,5 saate sığan "acı, nefret, aşk, şefkat, hüzün, stres, coşku ve kutlama" kavramlarını ne kadar uğraşırsanız uğraşın, bir türlü anlatamazsınız... Bu hafta yine küçük bir gezintiye çıkalım istiyorum. Futbolun entelektüellerin bir türlü anlayamadığı veya anlamak istemediği yanını ortaya koyalım istiyorum. Onlar, yeryüzünde futbol tarafından istila edilmemiş, futbolun fethetmediği, buna direnebilmiş küçücük bir alanın bile bulunamayacağını algılayamazlar. Kabullenemezler futbolun gücünü. 1959-1974 yılları arasında Liverpool takımının teknik direktörlüğünü ve menajerliğini yapan efsane futbol adamı Bill Shankly şöyle demişti futbol için: "Futbol bir ölüm kalım meselesi değildir. Ondan daha da önemlidir..." >> Aragones-Skibbe Galatasaray ligsiz ve kupasız değil mi?.. Evet... Allah korusun ama yarın gece Avrupasız da kalabilir mi?.. Evet... Peki Lig ve Kupada olabilen Aragones mi daha başarılı olur o zaman, yoksa tek kulvara düşme ihtimalinde onu da yitirmek üzere olan Skibbe mi?.. Mantığım düz çalışırsa bana bu oyunu oynatarak çıkıveriyor işin içinden Devam edelim... Trabzonspor Avrupasız ve Kupasız ama ligin en tepesinde. Sivas Avrupasız ama Kupa ve Ligin en tepesinde... Beşiktaş ise Avrupasız ama Kupa ve Lig'in en tepesine musallat olmuş durumda ve üstüne koyarak geliyor... Şimdi en başarısız Aragones mi, yoksa bu sıralamanın en altına düşebilme ihtimaliyle Skibbe mi?.. >> Ankaragücü-Taraftar Ankaragücü takımı taraftarının takımı adına yapacağı en büyük iyilik, ne yapıp edip ilk maçta birkaç maçlığına "seyircisiz oynama" cezası almaktır. Seyircisi en güçlü olan 5 takımdan biri olan Ankaragücü beklenen patlamayı Gaziantepspor takımına karşı aldığında tribünlerde onları ıslıklayıp protesto eden kimse yoktu çünkü. Seyircisinden "kurtulduğu" ilk maç en "şahane" maçları oldu. Yalan mı?.. >> Semih-Güiza Aragones-Semih-Güiza üçlüsünün durumuna söylenecek ve eklenecek bir tek yorum kaldı kanımca. En iyi locayı verin Güiza'ya, sevgilisiyle otururken kapıyı üstünden kilitleyin ve hemen Fenerbahçe koyundan denize atın. O sevgilisiyle sıcak sıcak otursun, takımı aşağıda şampiyon olsun... >> Denizli-Yanal Beşiktaş kazanmak için "her şeyi" yapan bir takım olarak "kaybedecekse böyle oynasın da kaybetsin" mesajını İnönü'nün çimlerine net bir biçimde yazdı. Yanal ise olgunlaştığını, lig stratejisi için çok geçerli olan bir savunma ile kendi eksiğini geliştirmiş bir hoca gibi zirveyi kaptı gitti. Onun takımı da "yenilmemek" için her şeyi yaptı. Çünkü Rüştü ikinci 45 dakikada bir kere bile yere yatmadı biliyor musunuz?.. İki takım da en şanslı iki takım... Çünkü diğerleri Beşiktaş ve Trabzonspor ile birer maç fazla oynayacaklar. Onlara ise bu tür maçlardan sadece iki tane kaldı. >> Avcı-Kırmızı Abdullah Avcı gerçeğini inkar eden çarpılır... Ancak... Hoca Eskişehirspor-Fenerbahçe-Ankaraspor maçlarından ortalama 2 kırmızı kart görerek çıktı. Son iki büyük ve zor maçı da kazandı üstelik. Bütün korkusu bir maçı 11'e 11 bitirmek zorunda kalmak olmalı... Sahaya bir eksik çıksa mı acaba?.. >> Delgado-Şimşek Biri inceci, diğeri Kreatif Direktör... Biri yolun sonunda diğeri yola yeni çıkmış... Biri oyunun başrol oyuncusu diğeri sanat yönetmeni... Biri artistik hizmetler sunuyor, diğeri hizmetini artistik yapmaya çalışıyor... Biri estetik, diğeri daha estetik... Biri antika, diğeri Full accessoire... Siz yerleştirin artık gerisini. >> Capello-Ders Aragones Capello'ya üç saat ders (!) vermiş... Spor basını da bunu manşetten vermiş... Ben de yeeer-mişim... Herhalde o dersi bilerek yanlış verdi İspanya'yı bırakalı üç ay olan Aragones ki; İngiltere'nin başındaki Capello geçen hafta İspanya-İngiltere maçında parçalansın diye... Belki de o ders olmasaydı İngiltere beşlik olurdu!.. "Ders" alıp "Ters" geldi Capello... >> Topuz-Vahşet Mehmet Topuz'u insan olarak kardeşim kadar severim... Ancak, Kocaeli maçında ilk golünden sonraki didişmesini, ikinci golden sonraki "vahşi" sevincini anlayamadı benim düz mantığım. Takım oyununun içinden çıkan bu kadar "bireysel" gol sevincini yadırgadım. Rakip perişan, küme düşmüş... Belki de maçın içinde bizim fark edemediğimiz bir şeyler oldu da bizim haberimiz yok. Ancak yine de kaptanın rakibinin başını okşayan tavrını, ben Mehmet Topuz'a daha uygun buluyorum. >> G.Saray-Tarih Hep tarih yazan bu takımın yarın gece tarihe düşeceği yeni bir notu dualarımla bekliyorum. Çünkü bu aralar yine tarih yazmaya başladı. Sivasspor'un "tarihinde" ilk kez kupa yarı finaline kim taşıdı?.. Galatasaray... Kayserispor'a "tarihinde" ilk Ali Sami Yen puanını kim verdi?.. Galatasaray... Antalyaspor'a "tarihinde" ilk Galatasaray galibiyetini kim yaşattı?.. Galatasaray... Bordeaux'yu Saint Guerland'da yenen ilk Türk takımı kimdi?.. Fenerbahçe... O zaman Bordeaux takımını eleyen ilk Türk takımı olma zamanı geldi bile. Ondan sonrası "tarihe not düşmek" olabilir çünkü... S-ÖZ "Futbol, mermi seslerinin duyulmadığı bir savaştır..." Georges Orwell POST-İT: Bülent Uygun, Ertuğrul Sağlam, Abdullah Avcı, Mesut Bakkal, Tolunay Kafkas ve Erhan Altın haftanın en "zarif" hocaları oldular. Aykut Kocaman'ın "çocuk, meme ve ağlamak" üçgenini onun sükunetine aykırı buldum. 5 hafta önce Sivas'ı lider yapan Bursaspor, Trabzonspor'u yenmişti. Bu kez tersini yapıyordu ama "averaj" engel oldu. Bursaspor daha çok şey belirleyecek bu ligde...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.