>>> BENİM YILDIZIM Benim yıldızım maalesef Deivid. Ben de herkes gibi maç başlamadan önce bu adam oynar mı diyordum, ama maç bittiğinde dedim ki, "İyi ki oynamış." --------- Sakat ve cezalıları nedeniyle "Gençleşmiş" bir takım çıktı karşımıza. Yaş ortalaması üç gün önce üstümüzdeydi İtalyanların, dün akşam Kadıköy'de altımıza iniverdi. Maç başladı ve mahkumuz... İtalyanların en gerideki ve ilerideki adamının arasında 40 metre var, bizde ise 60-70 metre. Onlar sıfıra inebiliyor, biz dönemiyoruz bile. Rakip, Anderlecht'in yaptığı hatayı yapmıyor ki, gol bulalım. Kulübe zaten, "En iyi yerden kombine" sahibi. Maç böyle giderken rakibini tartan F.Bahçe, maçı ısırabileceğini hissediyor ve üstünlük kurmaya başlıyor. Önce pas yüzdesini alıyor, sonra paslardaki isabet oranını. Gol 43'te geliyor. Zaten geliyorum diyordu. Alex bir kaçıyor, pir kaçıyor, savunmacının bağırsaklarına düğüm atıyor ve golü buluyoruz. Her şey eksi veriyor ama biz öndeyiz... İkinci yarının başında Marco Aurelio gelişine vursa maç orada bitecek. Sonra direkleri kırıyoruz, İnter dönüyor şaşkın bir ördeğe. Dağları taşları dövüyoruz ama bir türlü iki olamıyoruz. Beşlik maç oynuyoruz ama hâlâ 1-0'ız. Roberto Carlos eski dostu Luis Figo girince çıkamaz oluyor ama biz daha doğrulardayız. İkinci yarının tümünde artı veren F.Bahçe, bana da gurur veriyor. Çünkü yanımda oturan İtalyan, ilk yarının sonlarında kaygıyla, ama ikinci yarı boyunca saygıyla inceliyor beni. Bunu da F.Bahçe'ye borçluyum ve ülkem adına teşekkür ederim.