Hayâl büyükse
kâbus kahreder
25 Mart 2009 01:00
Hayaller büyüktü. Çok kocaman tutulan hedefler hayallerle örtüşüyor ama takımın ve günün gerçeklerinin dışına tekmeleniyordu. Rakibinin sahasında final oynamak taraftarın önüne konmuş bir havuçtu. Taraftar koşuyor, koştukça havuçla arasındaki mesafeyi kısaltamıyordu. Havuç kaçıyor ve onu kovalayanların yüreği acıyordu. Şaşırmışlardı, kurban Bülent Korkmaz mı olsun, yoksa Cassio Lincoln mü diye...
İlk defa bir araya gelmiş, sağ beki 7 aydır ilk kez, sol ayaklı Balta'sı birazcık sağ ayağı da var diye tam sol ayaklı kanat oyuncusunun sağına alınmış, sol tarafta ise ancak 2,5 maçtır oynayan Yaman'ı...
Ortası delinmiş...
İlerisi yamanmış...
Yırtık pırtık bir takımın bu kadarına bile şükretmek varken, havucu tam yakaladım sandığı anda hayalleri yıkılmış.
Kabusu da hayalleri kadar büyük olacak tabii ki...
Kızıyor...
Kime kızması gerektiğini bilmeden kızıyor...
Onu kızdıranlara, kendisiyle dalga geçenlere kızıyor...
Dalga geçmek üzereyken Avrupa'sı stadına gömülmüş, ona cilve yapan kadını elinden kaçırmış, kendisiyle dalga geçilir olmuş.
Bu nedenle...
Camiasına hakaret edecek cüreti gösteren, kariyeri ambalajlı bir Brezilya köylüsünü kendi camiasının cengaverinin üstüne koyacak duruma gelmiş.
Yahu...
Bir iş yerine müracaat ederken sizden bir CV isterler. Geçmişinizi anlatırsınız orada.
Lincoln 107 kere milli olmuş mu?..
Hayır...
Bırakın 107'yi, hatta 7'yi, 2 kere bile olamamış.
Dünya kupasında gol atmışlığı veya bırakın gol atmışlığı, oynamışlığı bile var mı?..
Avrupa kupalarından birinde finali bile var mı?..
Ne finali, yarı finali bile yok.
Çifte kupa hiç almadığı gibi bir kere bile çıkık omuzla oynamayı denememiş.
Hep kılı dönmüş...
"Oynatmayacaksan ben gelmeyeyim" demiş. Diğeri ise asla...
Bununla "o" nu kıyasladığınızın farkında mısınız?..
Ligimizin sadece bir tek hocası; o da Tolunay Kafkas, üçüncü yılı görme ihtimali olan hocadır. Liderimizin hocasının liderden başka kariyeri yoktur. 24 milyon euroluk bir santrfor, rakibinin kalecisi kadar gol atabilmiştir ancak. İlk 5'in en çok gol yiyeninden, ilk 10'un 9'undan fazla gol yemiş olanından, defansı defans olmadığı halde final bekledik.
Böyle bir ligimiz var iken, bu ligden bir takımın "final" hayalini kurdunuz ve belki de Süper Kupa'yı alır diye umutlandınız 22 yıldır aynı takımı çalıştıran Alex Ferguson'un önünden.
Yıllığı diğer masraflar hariç çıplak 8 milyon euro olan Mourinho ile başa çıkmasını hayal ettiniz boş sözleşmeyi imzalamış kendi evladınızdan.
Onun bedava girdiği koca riski göz ardı edip, yıllık çuvalla euroyu 12 bavula koyup ülkesine tüyen bir Brezilya köylüsüyle bir tuttunuz onu.
Hayaller büyüktü kabusun olması gerektiği kadar.
Kendinizin kandırılmasına izin verdiniz.
Unutmayın ki, "insan anladığı şeyleri duyarmış..."
Galatasaray aradan sonra her hafta bir transfer yaparak oynayacak. Önce Emre Güngör dönecek takıma. Sonra Mehmet Topal gelecek. Ardından Servet. Belki Linderoth ve Hasan Şaş oynamaya başlayacak.
Ben size iddia ediyorum Beşiktaş şampiyon olur, Galatasaray ise ikinci olup Şampiyonlar Ligi'ne gider.
Ama...
Siz kutlamaya hakkı olmayanlar...
Yazıklar olsun size...
>> AZİZGONES
Del Bosque iki gün önce bir açıklama yaptı.
Şöyle:
"Güiza çocuk gibidir. Ona sevgiyle yaklaşmak, sırtını hep okşamak gerekir. Sorunu onda arayıp ona kızanlar. Kendi takımlarının içinde başkalarına kızsınlar daha isabetli davranırlar."
Belki Aragones bir telefon aldı Del Bosque'den:
"Hoca Güiza'yı kadroya alacağım. Bir maç görsün. Oynat."
Kapadı ve telefon çaldı yine:
"Hoca Semih çok önemli. Bu hafta ona maç göster. Ben Terim."
Aragones ilk defa çift santrfor oynadı bir deplasmanda, kendi sahasında bile oynamaz iken.
Sonra ne yaptı?..
Volkan'a gol atmasını hayallediği Güiza'yı oyunda tuttu, Casillas'a gol atması hayallerini kurduğuz Semihimizi tabelayı kaldırıp oyundan aldı.
Bu da benim komplo teorimdir.
Bir Azizgones operasyonu zamanı gelmiştir artık.
>> Oyuncu mu, oyunu mu değiştirmek?.
Niye oyuncu değiştirirsiniz?..
Oyunu değiştirmek için.
Bülent Korkmaz, kenarda Messi, Eto'o, Henry oturuyor da o oynatmıyormuş gibi eleştirildi.
Tamam, hatalı diyelim.
Ersun Yanal, Alanzinho'yu aldı, yerine Yattara'yı attı.
Oyuncu değişti ama oyun değişmedi.
Aragones, Deniz'e sırtını dönüp, Gürhan'a attı sahaya, çıkardığı adamın yerine. Çıkar diyen Gökhan Gönül'ü görmezden gelerek.
En doğru hamleler Sivasspor ve Beşiktaş'tan geldi.
O nedenle en tepedeler zaten...
>> POST-İT:
Masala fazlasıyla inandınız...
Bütün masalların iyi bittiğini bildiğinizden hayallere daldınız.
Uyumaya hazırlanan çocuğun başucunda oturan babasının okuduğu bir masala fazlasıyla inandınız.
O nedenle rüyanız pek güzel olmadı.
Yakında ter içinde uyanacaksınız...
>> İspanya obez değildir
İspanya takımı, dünyanın "obur obez" futbol oynamayan tek takımıdır, ona göre. Rakibi küçük görüp saldırmaz. Sabır ana fikirdir onlarda. Bosna bile orada harika oynadı ve 60'lardan sonra yediği tek golle kurban edildi.
Çıtır görmeyecek bizi...
Ayrıca iki beraberliğe 2, bir mağlubiyet ve bir galibiyete 3 puan var ortada.
Ona göre...
>> S-ÖZ
"Söyle küçük bey, yoksa rüya mı?
Tam mutlu oldum derken, yıktın bütün dünyamı...
(Bir şarkı sözü)
>> Krizi yönetmek, sorunun parçası olmak yerine çözümün nedeni olmak zamanıdır Galatasaray için. Müthiş finaller bekleniyor anlardan...