İstanbul'u bi daha...

A -
A +

Kaleci ilk yan topta çapını, defansın ortası ise direkte patlayan ilk ortada sıkıntısını belli ediverdi. Djordjevic'in Castillo ile birlikte kullandığı sol tarafı Prates'e bolca dublaj ve Sabri'den gelen destekle kapatan G.Saray, rakibini mermisiz tabancayla oynattı ilk yarıda. Golü bulduktan sonra onların geldiği ve arkada "Araziler" bıraktığı bir oyuna dönüştü. Arif, Anatolakis'in amatör küme düzeyindeki markaj anlayışından bir türlü çıkamadığı için o arazileri kullanamadık. Arif rakibini "Uzaklara" götürse, oralara girecek Cihan ve Sabri golleri artırabilirdi. Zaten gol de böyle bir hamleden geldi... İkinci yarıda ileriye çıkışlarını G.Saray yarı alanına "Yerleşmeye" çeviren Olympiakos etkili hücum zenginliğine ulaştı. G.Saray, "geriledikçe gerilmeye" başlamıştı... Nitekim rakibe verdiği pozisyonlarda topun Devler Ligi'nde ilk defa G.Saray'ı beğenmenin de ötesinde çok sevmesi nedeniyle skoru "önde" devam ettirdik. Kaçırdığımızdan fazla kaçırdılar... Bu bir iç saha maçı için olumsuz bir tablo gibi görünüyor. Son yarım saatte tavrını açıkça ortaya koyan ve Türk - Yunan dostluğuna bir beraberlik armağan etmek isteyen Urs Meier'e rağmen G.Saray puanla tanıştığı için sevinmelidir. G.Saray'ın bu kadar zor şartlarda ve böyle bir hakemle artık ayaklarının dibe vurduğu ve yüzeye çıkmaya hazırlandığı açıkça görülmüştür. Şahane forma, ideal onbir ve yürekten oynayan oyuncular ile maça teşrif edenlerin olağanüstü desteği, G.Saray'ı dün geceden sonra yukarılara taşımaya hazırlanmalı. Fatih Terim ise hakemin kösteklemesine rağmen Yunan dostlarına, "İstanbul'un bizim olduğunu" göstermeyi başardı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.