Ne varsa yine bizim yerlilerde var. Yurdun malı oyuncularımız maçın içinde ağırlığı koyması beklenen yabancıları "konuya yabancı" durumuna düşürdüler. İnamoto ve Ricardinho sıradan bir lig maçı gibi gördüler kos koca derbiyi. Eskiden tanışıklığı olan Nobre'nin birazcık çırpınışları vardı. Bir de iki takımda bazı oryantal isimlerin. Yanlış yerde oynamasına rağmen Baki Mercimek, İbrahim Üzülmez Beşiktaş'ın oryantal starları olarak görünürken, G.Saray'da Sabri ve Arda. Bir de ayrı bir yerde tuttuğum Ferhat çok daha fazla katkıda bulundular. Oryantal dans iki takımın defansının göbeğinde yapılacaktı. Biraz daha oturmuş bir yapısı olan G.Saray burada daha başarılı görünürken, Toraman - Zan sıkıntısı Beşiktaş'ın başına daha çok dert oldu. İkisi de yenmeye oynadığı için hareketli bir maç ama top kayıpları nedeniyle zaman zaman oryantalleşen bir oyun izledik. İlk yarıda 4'ü çok net pozisyon bulan G.Saray yine gol vuruşu beceriksizliği sıkıntısından muzdarip olarak nihayet atabildiği bir penaltıyla yetindi. Beşiktaş'ın göbeğine saldıran G.Saray, rakibin yumuşak karnından farka bile gidebilirdi. Ancak bu bölgede oynayan Hakan'ı diğerlerinden biraz ayırmak isterim. Yolun yarısını geçmek üzere olan kaptan, özellikle büyük maçlarda ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermiştir tüm fanatik düşmanlarına ve bilhassa kendi teknik heyetine. G.Saray'ın 5 eksiği vardı ama yeni bir göbek modeliyle oynayan Beşiktaş'ın 2 eksiği G.Saray'ın 5 eksiğine bedeldi. Penaltı derdiyle boğuşan G.Saray en gerekli anda bulduğu bir penaltı golüyle ligdeki ikinci galibiyetini aldı. Günlerdir maça bavulunu toplamış olarak geleceklerinden söz edilen "İkisi de Fransızımsı" iki hocadan, sanıyorum ikisi de devam edeceklerdir. Ancak iç saha maçını 3 puan bularak ve nihayet bir penaltı atarak geçen G.Saray, yine en üstteki rakibinin kaybıyla, yani kendi kazancıyla değil F.Bahçe'nin kaybıyla kendini yarışın içinde bulmuştur. Aynı geçen sezon olduğu gibi.