Özü doğruysa sözü de doğrudur

A -
A +

Şimdi birileri bir telefonu kaldırıp birilerine "alo" diyebilir. Önce ricadan başlayan yolculuk bazı yaptırımlara kadar da uzayabilir. Olsun. Ben doğru bildiğimi gider duvarlara yazarım, yine yazarım. Zaten, sanmam ki yazdığımın virgülünü bile ellemeyen bu servis, bana "Niye yazdın böyle" desin, bugüne kadar hiç dememişken... --------- Türkiye'nin şu andaki en iyi takımı olan ve Avrupa'da gururumuz olan F.Bahçe'nin tadını çıkarmamıza engel olanlara gıcık oluyorum. Kendi takımlarının tadını çıkarmayı bilmeyenler, bize de izin vermiyorlar. Eleştirilmek istemiyorlar... Ben de eleştiriyorum... Önce derbi maçından başlayalım. Aslında 6-7 yıl geriye gidip oralardan başlamak gerekir ama bu yazacaklarımı "gözü dönmüşler" yine anlamayacağı için, biz "aklıbaşındalar" kendi aramızda yazıp okuyalım. O nedenle gerilerden getirmenin bir anlamı da kalmıyor. Derbi maçını tersine çevirelim... 2-1 değil, 1-2 olduğunu farzedelim... Masal bu ya... Son dakikada Önder Cihan olsun, Hasan Kabze de Kezman. Top eliyle buluşsun Cihan'ın... Biiir... Selçuk Dereli "devam" diyebilir miydi?.. Kiiii... O stat ne hale gelirdi?.. Mondragon'u Volkan, onu engelleyen Lugano'yu da Tomas yapın ve hakem kırmızıyı göstermesin ve sonra stadı bir düşünün... Ali Sami Yen'de bir taş atılsın ve Zico 4 dikişle dolaşsın bakalım da görelim "iyi ağırlanmaktan" söz ediyor mu Nihat Özdemir?.. Bunu bilinçli yapan bir yönetim derbi maçta Nihat Özdemir'i kullanıyor, sonra onu geri çekip İzmir'deki Ankaragücü maçında Mahmut Uslu'yu öne sürüyor. Hasan Şaş, Lugano'ya saha ortasında o çok güvendiği (!) Ali Sami Yen koridorlarını göstererek "erkeksen içeri gel" tavrını göstersin de görelim bakalım neler oluyor. Oraları "bir baba hindi" çekilen yerlerdir. >>> Şike şirketi Herkesi kendine düşman zannetmenin altında herkese düşman olmak yatıyor olamaz mı? Kendisine duyulan sevgiyi sahte, saygıyı ise psikolojinin "fake respect" yani, sahte saygı saymanın bir paranoya olduğunu söylemek suç mu? Şike bir çamurdur... Şike iddiası da bir çamurdur... Mürur-u zaman diyenlere ise cevabı ben değil, Mehmet Akif Ersoy versin: "Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey, Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?" Ancak çamuru atanın niteliği, çamurun kalitesi ile ilgilidir. Atanın kalitesi ile ilgili değil... Federasyonun suskunluğu, yarıda kesilen programlar, yalandan yazılan yazılar, ekonomik gücü baskı için kullanmak, satılan düşünceler, çamurun sıhhatli tartışmalarını bile engelliyor. Tartışalım ve anlayalım ki, böyle bir şey yok. Sindirmeyelim Tuğrul Yenidoğan ve Serhat Ulueren'i. Gidelim onlara da soralım bazı şeyleri. Ben kendi adıma ikisiyle de derin görüştüm. Ama biz iddia sahibini tartışmaktan iddiayı atlıyoruz. Bağcıyı dövdük tamam... İş bitti mi?.. Federasyonun hantallığını anlamak ise mümkün değil. Can derdinde olmalarından, ya da işlerine geldiğinden. Ya o adamın adı Ohay Ciskan olsaydı da aynı şeyleri G.Saray aleyhine ortaya atıverseydi neler olurdu düşünün bakalım! Medyamız saldırıyor, tüm "araştırmacı gazeteciler" ve bundan nemalanmak isteyenler saldırıyor olmayacak mıydı? Pekiii... Şimdi niye susuyorlar?.. Fatih Altaylı'nın yaptığı kadarıyla yetinmek size yetiyor mu?.. Bana yetmiyor mesela... >>> Ey yamyamlar eyyam yapar Ankaragücü maçı, hakemlerin hataları eşit yaptıkları konusundaki sezon ortalamasını yükseltip kendilerini aklamaları için bulunmaz bir nimetti. F.Bahçe'nin aleyhine hakem hataları olmalıydı puan farkını yeteri kadar açtırdıktan sonra ve bu da tercihan "kazanılmış" bir maçta olmalıydı. Şimdi ne diyeceğiz?.. F.Bahçe'nin de penaltısı verilmedi, hakemin kartlarından bazıları yanlıştı... "Bakın" diyecekler bize, "F.Bahçe aleyhine de hakem hataları vardır" savını koyacaklar önümüze... Şimdi, ilk yarı sonu hesabıyla eşite benzer bir "hatalar dengesi" de sağlanmış oldu. Selçuk Dereli kim?.. Dernek başkanı ve gözlemcilerden delege seçecek genel kurula... Gözlemcisi kimdi? Taner Yalçındağ. Delege seçileceği ve genel kurul sinyali alınmışken, patronuna az not verebilir miydi? Hayır... O maçta geldi 8,5 üstü... Halis Özkahya hemşehrilikten batmak üzereydi ve onu skor kurtardı. Kuddusi onun önüne geçti ve bir anda kariyeri bitti Ali Sami Yen'de. Bunlar nasıl işlerdir?.. Gener Kurul söylentisi çıkar ve MHK biter... Görüntü yamyamlığı ise cabası... Hadi inkar etsinler bakalım Ali Sami Yen'de Tuncay'ın görüntülerini ekranlara taşıdıkları için ne yaptırımlar yediklerini. Anlatsınlar bana bir kez ekrana gözden kaçırarak getirdikleri Mondragon'un kafasında patlayan ve maç öncesi ısınma hareketlerini serinleten pet şişeleri. Yangından mal kaçırır gibiler. Sizi gidi "manipülasyoncular..." Konu G.Saray olunca "ispiyoncular..." >>> Mostralık hukuk Şekip Mostralıoğlu hukuk öngörüsüyle, çamurları üstüne toprak atarak kamuflaj sanatının en ince ayrıntılarını uygulamaya devam ediyor. Aslında her konuştuğunda Federasyon görevlisi iken, nasıl bir tetikçilik anlayışıyla hukukları guguk yaptığını kanıtlıyor. En azından... F.Bahçe, Beşiktaş maçı nedeniyle sezonun en ağır para cezasına çarptırılan takımı oldu. G.Saray maçından da para cezası gelecek. İki kez para cezası alan takımın bir maç, o da "otomatikman" sahasının kapatılacağı maddesini kendi koymuştu yönetmeliklere. Şimdi görmezden geldiği maddeyi... Sadece bundan dolayı bir maç... Atılan maddeler, küfür ve hoca ile kaleciye fiziki müdahale maddeleri işleyecek. Önce bir maç garanti, sonrası ayrıca gelecek. Panik bundandır... Şimdi "eyyamcılara" en fazla ihtiyaç duyulan zamandır... Oysa, emniyet yetkilileri Polat'tan maç öncesi ve sonrası "yatıştırıcı ve sakin" konuşmalar yapmasını rica etmiş de ondan öyle konuşmuş... Hukuk ve emniyet tam mostralık... >>> Taşınıza baş geldi Tayfun Bayındır kaynaklı bir eleştiriye tosladım. Aynen şunları söyledi Habertürk'ün kesilen yayınında. Kesilmeden önceki son cümleleriydi. Varın siz anlayın taraftarını müşteri - mürit kabul eden, yorumcularını ise köleleştiren zihniyeti. Şöyle dedi Tayfun Bayındır: "Gerets neden öyle 15 dakika alnı kanamalı bir şekilde durdu ki. Kulübesine girip, görüntü alınmasına izin vermeseydi. Kulübedekiler de tepki göstermek yerine atılan şişeleri toplayıp bir kenara koysalardı, ne olurdu ki?.." El insaf... Bunu söyleyenler Trabzon'da Aygün'ün kafasını "yalandan" ambalajlayıp, atılan bir küçük taş nedeniyle yerlere yatan hocasını sırtına alanlar ve ardından 1 yıl kupa dışında kalanlardır. "Keşke o çocuk intihar etmeseydi de biz de maçı almamış olsaydık" diyen oyuncusunu, şampiyonluğu getiren golün ardından kapının önüne koyanlardır. Gerets ve G.Saraylı futbolcular tek suçlusudur o gecenin... Gerets'in ayrıca ceza alması lazım... "Bir seyircinin istemeden elinden düşen bir taş parçasına gidip kafa attığı için..." >>> S-ÖZ "Hiç kimse geçmişini satın alacak kadar zengin değildir." (Oscar Wilde) >>> "Dostun alnındaki sinek baltayla kovulmaz" ve "Düşmanınla dost olan dostundan vazgeç" sözleri kimin için söylenmiş olabilir dersiniz?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.