Top yuvarlak değildi

Topun yuvarlak olmadığı maçlardan biri oynanıyordu. Kadroyu hatalı dizsen de, taktiği yanlış versen de kazancağın maçlardan birini oynuyordun. Rakip, kolu-kanadı kırık, eti-budu belli gençlerle bir 11 yapmış, tek puana amenna diyen bir Samsunspor. G.Saray'ı sadece kendi oyuncularının tavırları durdurabilirdi. Nitekim, Arif kendine tanıdığı "sınırsız özgürlüğü, sorumsuz kullanmaya" başlayınca önce sağ taraf kendi içinde düğümlendi. Prates çıkacak yol bulamazken, Ayhan'ın negatif futbolu üretimde sorun oldu. Samsunspor "elinden gelebileni" yaparak oynadı. Bu yüzden de Mondragon'a gelen ilk top için 27 dakika 45 saniye beklemek zaten ellerinden gelebilendi. O da bir serbest vuruş şişirmesiydi... Ama kazanacağı maçlardan birine çıkan G.Saray çerçeveyi bulan ilk şut için neden ikinci yarıyı bekledi, onu anlayabilmiş değilim. Bratu ile Hakan Şükür'ün "birbirine asla tamamlamayan" oyuncular olması dişlerini göstere göstere sırıtan bir gerçek G.Saray için. İkinci yarı sağa alınan Bratu, kalabalıktan çıkınca ve göbekte eşlenen Hakan - Arif ikilisi etkiyi baskıya, baskıyı da pozisyonlara çevirdi. Oradan da gole ulaştı iki kez direkten dönen G.Saray. Şimdi sizlere bir doğru ve bir yanlış söyleyeceğim, siz varın maçı anlayın. Dün gece taç atışı bile yapan Hakan Şükür altıpasın üzerine orta yaptı ve Hasan kafaya çıktı. Ve tabii ki, vuramadı... İşte yanlış... Oysa Hasan'ın maçta yaptığı ilk ve tek ortayı Hakan Şükür golün kitabını imzalayarak içeri bıraktı. İşte doğru... Başta da söylediğim gibi, topun yuvarlak olduğunu ispatlamaya çalışan bazı oyuncularına rağmen G.Saray topun yuvarlak olmadığı geceden muhteşem bir golle çıkmayı başardı.