Abdüssamed Bağdâdî

A -
A +

Abdüssamed Bağdâdî rahmetullahi aleyh, kırâat, hadîs lügat ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. 593 (m. 1197) senesinde Bağdad'da doğup, 676 (m. 1277) senesinde Bağdad'da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce bir sohbetinde buyurdu ki:

Müslümanlara farz olan, muhakkak yapılması gereken beş esas vazîfe vardır: Bunlardan birincisi tek Allaha ve Onun Peygamberi ve kulu olan Muhammed aleyhisselâma inanmak, ikincisi namaz kılmak, üçüncüsü ramazan ayında oruç tutmak, dördüncüsü hacca gitmek, beşincisi zekât vermektir. Namaz, günde beş defa, vakitleri gelince, yapılan dînî vazîfedir. Namaza başlamadan evvel abdest almak, yâni elini, yüzünü, kollarını yıkamak, başını mesh etmek ve ayaklarını yıkamak lâzımdır. Abdesti bozan sebepler olmadıkça, bir defa abdest alarak birkaç kere namaz kılınabilir. Günde beş defa bu vazîfenin yapılması, dünya işleri için çalışmaya mani olmaz. Esasen kısa süren namaz câmiye gitmeden her yerde yalnız kılınabildiği gibi, abdest tâzelemek için ayakkabı çıkarmadan abdest almayı mümkün kılan, mest üzerine (mesh) usûlü de vardır. Hattâ, su bulunmayan yerlerde ve hastaların toprak ile (teyemmüm) ederek abdestli sayılmaları da mümkündür.
Oruç, senede bir ay, yâni ramazan ayında, yalnız gündüzleri orucu bozan şeylerden uzaklaşmak demektir. Orucun, dünyadaki faydalarından biri insanlara açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu öğretmektir. Tok, hiçbir zaman açın hâlinden anlamaz ve ona merhamet etmez. Oruç, bundan başka, nefse hâkimiyyeti talim eder. Oruç tutma zamanı Arabî aya göre tâyîn edildiğinden, her sene evvelki seneye göre takrîben on gün evvel başlar. Bu sebebden bâzan yaza, bâzan kışa isâbet eder...
Zekât, kazancı yerinde ve ihtiyacından fazla malı (Nisap) denilen miktârı, sınırı aşan Müslümanın elindeki toplu servetin kırkta birini senede bir defa muhtaç olan Müslümanlara vermesi demektir. Bu farz, varlıklı Müslümanlar içindir. Hac ise, hiçbir borcu bulunmayan ve seyâhatte iken âilesinin nafakasını onlara bırakabilen zengin Müslümanların ömürlerinde bir kere Mekke şehrine gidip Kâbe'yi ziyâret ve Arafât meydanında Allahü teâlâya duâ etmeleri demektir. Hac, bu şartları hâiz olan Müslümanlara farzdır. Mekke'ye gidip gelmekte hayat tehlikesi, hasta olmak korkusu veya hacca gitmek isteyenin bedenen dayanamayacağı müşkilât varsa, hacca gitmez. Yerine başkasını gönderir.