Katâde bin Diâme hazretleri, Tabiînin meşhûr âlimlerindendir. 60 (m. 680) senesinde doğdu. Doğuştan a'mâ idi. 118 (m. 735)'de Vâsıt şehrinde 56 yaşında iken tâûn hastalığından vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları:
Enes bin Mâlik'ten (radıyallahü anh) rivâyetle Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kıyâmet alâmetlerinden ba'zıları; ilmin yeryüzünden kalkıp, cehâletin yerleşmesi, içki içilmesi, kadınların çoğalması, erkeklerin azalması." Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Birinin evi önünde nehir olsa, her gün beş kere bu nehirde yıkansa, üzerinde kir kalır mı?" diye sordu. Eshâb-ı kiram, "Hayır, yâ Resûlallah" dediler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz "İşte, beş vakit namazı kılanların da böyle küçük günahları affolur" buyurdu.
Enes bin Mâlik'ten rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: "Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler ve çok ağlardınız."
"Her kim Allahü teâlâya kavuşmayı dilerse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı diler. Ve her kim Allaha kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez."
Hazreti Âişe (radıyallahü anha), "Yâ Resûlallah! Ölümden hoşlanmadığı için mi? O halde hepimiz ölümden hoşlanmıyoruz!" dedi. Bunun üzerine Resûlullah, "Öyle değil! Ancak mü'mine Allah'ın rahmeti, rıdvânı ve Cenneti müjdelendği vakit, Allaha kavuşmayı diler. Allahü teâlâ da ona kavuşmayı diler. Kâfir ise Allahü teâlânın azâbı ve hışmı ile müjdelendiği vakit, Allahü teâlâya kavuşmaktan hoşlanmaz." buyurdular.
"Allahü teâlânın kulunun tövbesine sevinmesi, sizden birinin çorak bir yerde kaybettiği devesini, uyandığı vakit bulduğundaki sevincinden daha çoktur."
Katâde bin Diâme hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki:
"Amel etmeden duâ kabûl olunmaz. Kim güzel amel ederse duâları kabûl olunur."
"İnsanlara zenginliklerinden ve evlâtlarından dolayı itibar etmeyiniz. Onlara îmânları ve sâlih amellerinden dolayı değer veriniz."
"Allahü teâlâ tevâzu edeni yükseltir."
"Ey insanlar! Siz sıkıntıya düşmeden, rahatlık içinde hayır ve hasenat yapmak istersiniz. Fakat insan nefsi ihmalkâr, gevşek ve usangaçtır. Halbuki mü'min tahammüllü, azîmli olmalı, zorluklara katlanmalıdır ki, hayır ve hasenat işleyebilsin."
"Bir kimse bir bid'at işlerse, onu bu bid'attan vazgeçinceye kadar ikaz etmek gerekir."