Muslihuddîn Mustafa Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. 857 (m. 1453) senesinde Kastamonu'ya bağlı Taşköprü'de doğdu. Bunun için "Taşköprülü" diye bilinir. 935 (m. 1528) senesinde İstanbul'da vefât etti. Tefsîr, hadîs, fıkıh, usûl ve edebî ilimlerde yüksek derece sahibi idi. Bir dersinde, Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) güzel ahlakını anlatırken buyurdu ki:
Resûlullah efendimiz, oturup kalktığında dâima Allahü teâlâyı zikrederdi. Bir meclisin bulunduğu yere varınca, meclisin en sonuna otururlardı ve böyle yapmayı emrederlerdi. Huzûrunda bulunanlara lâzım gelen muâmeleyi yaparlardı. Huzûrunda bulunanlardan her biri, Resûlullah efendimizin kendisinden daha kıymetli birisinin olmadığını sanırdı. Resûlullah efendimiz, beraber oturdukları kimselerin yanında âcil bir iş olmadan veya onlardan izin almadan kalkmazdı. Hiç kimseye hoşlanmıyacağı bir şekilde muâmele etmezdi. Kendisine yapılan kötülüğe kötülükle muâmele etmezdi. Bilâkis kendilerine yapılan kötülüğü affederlerdi.
Resûlullah efendimiz, hastaları ziyâret eder, fakir ve yoksulları sever, onlarla birlikte oturur, cenâzelerinde bulunur, hiçbir fakiri fakirliğinden dolayı aşağı görmez, hiçbir güç, kuvvet ve mülk sahibinden; güçlü, kuvvetli ve mülk sahibi olduğundan dolayı korkmazdı.
Nimet, az bile olsa hürmet ve saygı gösterirdi. Nimeti kötülemezdi. Hiçbir yemeği ayıplamazdı. Hangi yemek olursa olsun, onu yemek arzusu duyarsa yer, yoksa yemezdi. Yemeği ayıplayacak sözlerde bulunmazdı.
Komşusunu muhafaza eder, misâfire ikram ederdi. İnsanları tebessüm ve güler yüzle karşılardı. Bütün vakitlerini Allahü teâlânın rızâsına uygun işleri ve lüzumlu işleri yapmakla geçirirdi.
Elbiselerini, ayakkabılarını yamar, ata, katıra ve merkebe binerlerdi. Arkalarına hizmetçisini veya başkalarını bindirirlerdi. Atının yüzünü silerlerdi. Hoşlarına giden bir şey olunca; "Elhamdülillahi Rabbilâlemîn" hoşlarına gitmeyen bir şey meydana gelince; "Elhamdülillah alâ külli hâl" derlerdi.
Namazı uzatır, hutbeyi kısa okurlardı. Bir mecliste, yüz kerre istiğfar okurlardı.
Pazartesi, Perşembe, her aydan üç gün (13-14-15 günleri) ve Âşûre oruçlarını tutarlardı. (Yalnız Âşûre orucunda bir gün evvel ve bir gün sonra da oruç tutmak sünnettir. Yalnız Âşûre günü oruç tutmak mekrûhtur) Ekseriya Şa'bân ayında oruç tutardı.