30 Nisan 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Dokuzuncu Ordu Müfettişi sıfatiyle Anadolu'ya Pontus bölgesine asayişi temine tayin olundu. 15 Haziran 1919'da bu görevin adı Üçüncü Ordu Müfettişliğine çevrildi. Mustafa Kemal yetkilerini bildiren bir yönetmeliği bizzat Diyarbakırlı Kazım Paşaya dikte ettirdi. Bakanlar kurulu bunu tasdik etmiştir. Burada yetkilerin sadece askerî olmayıp mülkî oldukları da belirtiliyordu. Bu yetki talimatı 6 Mayıs 1919 tarihli tezkere ile kendisine tebliğ edildi. Mustafa Kemal karargahı için subayları bizzat kendi seçti. İstanbul'da kalan iş birliği yapacağı kişilere son direktiflerini verdi. İşgal kuvvetlerinin İstanbul'daki olağanüstü komiserlerini de ziyaret ederek kendisinden kuşkulanan bu adamları sözleriyle teskin etti. Bu suretle Anadolu'ya geçmesine engel olmalarını önledi. 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali üzerine veda için gittiği Osmanlı Bakanlar Kurulu üyelerinin üzgün ve endişeli hallerini görerek onlara "celadet gösteriniz" öğüdünde bulundu. Bir iki gün önce Damat Ferit, Mustafa Kemal'e bir akşam yemeği vermişti. Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 Cuma günü Vahdettin'in Cuma selamlığında bulunmuş padişaha kendisi hakkında birçok söylentiler ve yalanlar çıkarılacağını, onlara inanmamasını söylemiştir. Burada Vahdettin Han'ın da söylediği bir sözü de hatırlatmak yerinde olacaktır. Padişah elini bir tarih kitabına koyarak "Paşa paşa! Şimdiye kadar devlete birçok hizmetler ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Bunları unutma. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa devleti kurtarabilirsin" dediğini Atatürk anılarında nakletmiştir. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 akşamı Bandırma adlı küçük bir gemiye binerek 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'da Anadolu'ya ayak bastı. Ordu komutanlığı merkezi olan Sivas'a gidiyordu. İçişleri Bakanlığından gerektiğinde harcamak üzere 100 liralık özel ödenek verilmişti. Mustafa Kemal Samsun'a çıktıktan sonra civardaki bölgelerle derhal temas kurarak kurtuluş fikrini yaymaya çalışmıştır. Mustafa Kemal vatanın bütününe yaygın bir kurtuluş planı tasarlamıştı. Oysa daha önce kurulan dernekler Trakya, Doğu Anadolu, Trabzon gibi bölge ve şehirleri kurtarmak maksadı ile teessüs etmişlerdi. Mahalli derneklerin yanı başında memleketin bütünlüğünü parçalamak maksadı ile kurulmuş, Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti gibi teşekküller de vardı. Mustafa Kemal diyor ki: "Nenin ve kimin masuniyeti için kimden ve ne muavenet talep olunmak isteniyordu. Bu vaziyet karşısında tek bir karar vardı.O da hakimiyeti milliyeye müstenid bilakaydüşart yeni bir Türk devleti tesis etmek. Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak istiklâli tama malikiyetle temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun istiklalden mahrum bir millet uygar insanlık muvacehesinde uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye kesbi liyakat edemez..." Mustafa Kemal'in başkanlığında Milli Mücadele zaferle sonra erdi, Cumhuriyet kuruldu; ebediyete kadar yaşayacak...