Yalçın Doğan 15 Haziran 2006 Perşembe günü Hürriyet gazetesinde "Rahşan Ecevit'in Partililerle dansı" başlıklı yazısında şunları yazıyordu: "Eli kulağında hemen önümüzdeki günlerde Rahşan Ecevit, Deniz Baykal'dan randevu isteyecek. CHP ziyaretinden sonra Rahşan Hanım, Erkan Mumcu (ANAVATAN) Mehmet Ağar (DYP) Devlet Bahçeli (MHP) ve Yaşar Okuyan (Hür Parti) ile görüşmek üzere yola çıkacak. Görüşmelerinde üç noktayı vurgulaması bekleniyor. AK Parti'nin önünü kesmek üzere sağ-sol ayırımı yapmadan, ulusal mutabakat hükümeti oluşturmak. İkincisi bu mutabakatın başbakan adayı olarak Yılmaz Büyükerşen'i önermek. Üçüncüsü de ulusal mutabakatın bölücülüğe ve laiklik tehdidine karşı bir tavır olduğunu anlatmak. Partililerle bu çerçevede bir araya gelmek. Bunun Bülent Ecevit'in projesi olduğu belirtiliyor. Bu görüşmelerde önemli husus Yılmaz Büyükerşen'i başbakan adayı olarak önermek..." Sayın Yalçın Doğan "Aldıkları oylar ne kadar perişan olsalar her bir parti başkanı kendini eşsiz lider gördüğü için bu girişimden sonuç alınır mı? bilmiyorum" demektedir... Ben bu öneriye karşıyım. 1) Bunun ilk sebebi aday Yılmaz Büyükerşen'in şahsiyetidir. Sayın Erşen çok üstün bir eğitimci hocadır. Eskişehir Üniversitesine büyük emekler verip bugünlere getirmiştir. Ayrıca üstün bir yönetici olduğunu da Eskişehir Belediye Başkanlığından biliyoruz. Üstün nitelikli bir başbakan olabilir mi? Böyle bir denemeye Türkiye razı olmalı mıdır? 2) Rahşan Hanımın gideceği parti liderlerinden her biri kendisini müstakbel başbakanlık için hazırlamaktadır. Her birinin parlamentoda ve dışarıda bu konuda çalışmaları vardır. Sayın Rahşan hanım sağ-sol ayırımı yapmadan "ulusal mutabakat hükümeti" oluşturmak istemektedir... Bu fikir kendi partisi içinde dahi kabul görmemiştir. Ayrıca 20 milyon da kararsız seçmen vardır. Bunlar tuttukları partilerin liderlerinin razı olmalarını isterler mi? Rahşan Hanımın bu müracaatı AK Parti'nin önünü kesmek gayesini de gütmektedir... Ecevit başbakanken bunu yapabilirdi. Sayın İsmail Cem'e başbakanlığı bırakabilirdi ama hasta hasta inat ettiği başarısız bir üçüncü dönem başbakanlık yaptı. Sayın Erdoğan'ın başbakanlığı iyidir. AK Parti'nin karşısına çıkacak ciddi bir alternatif ortalığı silip süpürür tek başına iktidar olur. Ama ben de Sayın Doğan gibi şu anda o alternatifin olmadığı kanısındayım. O alternatif şu anda ne CHP ne de merkez sağ partiler. Başbakanlık makamı bir deneyim yeri değildir. Bir zamanlar İzmir'in başarılı bir belediye başkanının iyi bir bakan (başbakan değil) olamadığını hatırlatalım. Ben bu "ulusal mutabakat" görüşmelerinden pozitif bir sonuç alınacağı kanısında değilim.