Keşmir anlaşmazlığı Filistin anlaşmazlığı gibi elli yıldan fazla bir süredir sürmektedir. Buna sebep 1947'de Hint yarımadasında bölme planı yapılırken Hint prenslikleri halklarının isteklerine ve dini tercihlerine göre Pakistan veya Hindistan'a katılacaklardı. Jammu ve Keşmir'de bu prensip Hindistan yöneticileri tarafından maalesef uygulanmadı. Keşmirliler yüzde 90 müslüman olmalarına rağmen Pakistan'a katılamadılar onların, istikballerini kendilerinin tesbit etmesine Hintli Yöneticiler müsaade etmedi. 1948 ve 1949'da Birleşmiş Milletleri Güvenlik Konseyinin kararlarına rağmen Hint işgalindeki Keşmir'de Jammu ve Keşmir devletinin akıbeti için hür ve tarafsız plebisit yapılmasını Hindistan önledi. Birleşmiş Milletler kararlarının esas noktaları şöyledir: 1) Keşmir konusunda BM Güvenlik Konseyine şikayette bulunan Hindistan'dır 2) Konsey açıkça Hindistan'ın Keşmir'in hukuken Hindistan toprağı olduğu iddiasını reddetti. 3) BM Kararları, Keşmir anlaşmazlığının çözümü için çarenin kendi kendine yönetmek prensibinin uygulanması olduğunu kabul etti. 4) Kararlar Hindistan ve Pakistan Komisyonu'nun (UNCİP) arabuluculuğu ile varılan kararlaştırılan ve belli şartlarla bir plebisit yapılacağı konusundaki bağlayıcı bir anlaşmayı destekledi. BM Güvenlik Konseyi Keşmir halkı Hindistan'ın zaman zaman Hindistan'ın işgalindeki Keşmir'de yaptığı "seçimlere" katılarak kendi kendini yönetme hakkını uyguladığı iddiasını reddetti. 1989 ve 1996'da yapılan bu seçimlerde halk Hindistan'ın iddiasını reddettiğini gösterdi. Pakistan Birleşmiş Milletler kararlarına uymaya devam etmektedir. Bu kararlar Hindistan için de bağlayıcıdır. 2 Temmuz 1972 tarihli Simla Anlaşması -ki Pakistan uymaya devam etmektedir- Jammu ve Keşmir'in tartışmalı toprak olarak statüsünü değiştirmemiştir. Simla anlaşması Keşmir meselesinin Birleşmiş Milletlerde görüşülmesini yasaklamamıştır. Nitekim 1. maddesi özellikle Birleşmiş Milletler Andlaşmasının tarafları arasındaki ilişkilere uygulanacağını açıkça göstermektedir. 1. Madde anlaşmazlıkların barışçı yollarla çözülmesine dair olup anlaşmazlığın barışçı yollarla halinin BM andlaşmasındaki yollarla çözüleceğini göstermektedir. Simla anlaşmasının 1. maddesinin "iki ülke arasındaki ilişkileri yarım yüzyıldan beri bozan anlaşmazlığın temel konuları ve sebepleri" diyerek şüphesiz Keşmir anlaşmazlığına atıf yapılmaktadır. Simla anlaşmasının 4. maddesi milletlerarası bir sınırdan farklı olarak bir "Kontrol hattı"ndan bahsetmektedir. Ayrıca bu madde açıkça "her bir tarafın tanınmış durumunu" himaye etmektedir. Pakistan'ın durumu Birleşmiş Milletler ve genel olarak dünya toplumu tarafından tanınmış olanıdır. 6. madde "Jammu ve Keşmir" meselesinin final çözümünü "çözüm bekleyen olağanüstü meselelerden biri olarak tesbit etmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Konseyin ajandasında olan Keşmir anlaşmazlığına bakacaktır. BM Andlaşmasının 34 ve 35. maddeleri Güvenlik Konseyi özellikle her anlaşmazlığı bağımsız olarak veya üye bir devletin talebi üzerine incelemekle görevlendirmiştir. Bu ikili bir anlaşma ile ortadan kaldırılamaz. BM Andlaşmasının 103. maddesine göre üye devletlerin vecibeleri ikili bir anlaşmadaki vecibelerden üstündür. BM Hindistan ve Pakistan'da Keşmir'de kontrol hattındaki Askeri Müşahitler Grubunun (UNMOGİP) mevcudiyeti Birleşmiş Milletlerin Keşmir meselesine müdahale ettiğinin açık bir delilidir. Bir plebisit Yöneticisi tayin edilmiştir. Birleşmiş Milletler Kararlarının ışığında bir ateşkes tesis edilmiştir. Hindistan ve Pakistan için Birleşmiş Milletler Komisyonu (UNCİP) kurulmuştur. Jammu ve Keşmir halkının meşru taleplerini kuvvet kullanarak yok etmeye çalışmak iflasa mahkumdur.