21. Yüzyıl dünyası, İran meselesinin nasıl sonuçlanacağına göre şekillenecektir. Bu cümlemiz abartı sayılabilir. Fakat Gordion Düğümü, İran'dır. (Gordion, bugünkü Polatlı yakınlarında Frikya Krallığının başkenti idi, dünyanın her yerinden gelenlerin çözemediği düğümü ile ünlü idi. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender geldi, düğümü görmek istedi, baktı inceledi, sonra kılıcını çekip bir vuruşta düğümü parçaladı, işte çözüldü dedi.) 21. yüzyılın hiç değilse ilk yarısında cihan devleti durumunu koruyacak olan Amerika, mevcut devletlere, İran konusunda yanında mı, karşısında mı bulunduğuna bakıp öyle muamele ediyor. Tarafsızlığa bakmıyor, tarafsızlığı karşısına geçmekle bir tutuyor. Hattâ tarafsızları bertaraf edip önünü açmak istiyor. Böyle baktıklarının başında hiç şüphesiz Türkiye geliyor. Zira bu coğrafyada Türkiye'nin jeostratejik durumu, askerî gücü ve yüzünün Batı uygarlığına dönük duruşu, başka hiç, ama hiçbir devlette yoktur. ABD, İran'ın sınırdaşı, komşusudur. Batıda Irak, doğuda Afganistan vasıtasıyla İran'ın iki taraftan burnunun dibindedir. Bu coğrafyayı bırakan Amerika, dünya petrolünün üçte ikisinin kontrolünü İran'a terk eder. İran, Türkiye dahil, bütün Orta Doğu'da petrollü ve atomlu bir hegemonya kurar ki, zaten Tahran'da devlet politikası budur. Türkiye'de İran hegemonyasını Amerika hegemonyasına tercih edenler bulunduğunu biliyorum. İran rejiminin radikalliğine de, Amerika'ya haddini bildireceği ümidine de hayran olanlarımız var. Bu temayülün yayılması, Türkiye Türk devletinin bin yıllık Batı'ya yürüyüşünü durduracak mahiyettedir. Bin yıldır böyle bir hataya düşmedik. Bugün de böylesine bir temayülün hayatiyeti yoktur. Ama Türkiye'ye buhranlı günler yaşatabilir. ABD ile ilişkileri stratejik müttefikliğe aykırı bir Türkiye, Avrupa Birliği'nden saygı görmez. Fransa Cumhurbaşkanı, tâ Erivan'a, sınırımızın hemen öte tarafına gidip bize hakarete kalkışır. 200 yıl bağımsızlığını savunduğumuz Polonya'nın meclisinden antitürk kararlar çıkar. Türk âleminin kuzeydoğusunda, Kazakistan'da işçilerimiz tecavüze uğrayabilir. Dünya, yeni bir denge bulmak, 21. yüzyılı oluşturup şekillendirmek için sarsılıyor. Bu gerçeğe nüfuz edemeyen dış politika, başarısız kalır, izleyen devletlerin başına dert açar.