İspanya'da art arda iki milletlerarası konferans toplandı. Mayorka adasında Türkiye ile İspanya başbakanları, Medeniyetler İttifakı üzerinde ilk çalışmalarını yaptılar. Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki öncülüğü, genel kabûl ve tasvip gördü. Hemen akabinde Barcelona'da, Avrupa-Akdeniz Konferansı başladı. Akdeniz ve AB ülkeleri devlet, hükûmet başkanları ve dışişleri bakanları bir araya geleceklerdi. Bilhassa Arap devletleri rağbet etmedi. Eksik toplandı. Avrupa Birliği üyesi devletler, Kuzey Akdeniz'i içeriyor. Arap ülkeleri olan Güney Akdeniz devletleri ile Avrupalılar arasında şüphesiz rejim ve sistem farklarından kaynaklanan zıt görüşlerin, öyle bir hamlede bir araya gelemeyeceği açığa çıktı. Akdeniz güneyi Kuzey Afrika'dır ki, Atlas Okyanusu'nun bir körfezi durumundaki Akdeniz'le, Hind Okyanusu'nun bir körfezi sayılabilecek Kızıldeniz arasında uzanan 5 Arap devletidir: Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır. Doğu Akdeniz'de güneyden kuzeye Filistin, İsrail, Lübnan, Suriye yer alır (Akdeniz'e çıkışı bulunmayan Ürdün de davet edilmişti). Kuzey Akdeniz'de ise baştan başa AB üyesi veya adayı devletler sıralanır. Katolik, doğuya doğru Ortodoks Hristiyan devletler arasında Müslüman olanlar da vardır (Bosna-Hersek, Arnavutluk, Türkiye). Bunların hepsi tam demokrasiye geçmiş ülkelerdir. Güneyde ise İsrail dışında demokrasi yoktur. Demokrasi hevesi bile yoktur. Ama Akdeniz medeniyetlerin oluştuğu, buluştuğu, kesiştiği meşhur denizdir. İki yakasını bir araya getirmek için ABD, Genişletilmiş Orta Doğu projesini ortaya attı. Barcelona konferansında ise AB baş çekti. Tarih boyunca medeniyetler, bu geniş alanda mücadele verdiler. Bu mücadelenin tarihî merkezlerinden biri olan Barcelona'da ilk barış, barışma, barışıklık teşebbüsü, belki tam isteneni vermedi. Ancak teşebbüs, devam edecektir. Tarihçilerin Akdeniz Medeniyeti dedikleri oluşum belki yeni bir hamlenin eşiğindedir. Kim bilir?