Demokrasinin neresindeyiz?

A -
A +

7 milyar nüfusa erişmiş bir dünyada 2012 yılına giriyoruz. Bu nüfus, 196 devlet arasında paylaşılıyor. 1.000 nüfuslu devlet de var (Vatikan). Milyar nüfusu çoktan geçmiş olanlar da (Çin, Hindistan)... Yarım kilometre kare olan da mevcut (Vatikan), 20 milyon kilometre kareden büyük de (Rusya). Yıllık kişi başına geliri 100.000 doları aşan devletler de var. Bir kaç yüz dolarla geçinmeye çalışanlar da. Demokrasi ile yönetilen devletler gibi türlü çeşitli demokrasi dışı, demokrasiye aykırı idare edilenler de... Müsbet dediğimiz, eskiden fen dediğimiz ilimlerdeki teknik başarılar, ilerlemeler, icatlar, hayret verici çizgilere ulaşabilmiş. Ama edebiyat, güzel san'atlar, musiki, felsefe gibi kültür alanlarında, 19. asır dâhîlerine yaklaşabilmiş değiliz. Kültürel faaliyetler, zenginleşen ve teknikçe ileri bir dünyada elbette yoğunlaşmakla beraber, musiki ve edebiyatta 19. ve daha önceki asırlarda yetişen, onları geçebilen dehâlar, 20., 21. yüzyıllarda yetişmedi. Ancak refah bakımından epey mesafe almış bir dünyada yaşıyoruz. Bununla beraber Afrika halklarının dertlerine deva bulmakta başarısız kaldığımız unutulmamalı. Nükleer ve biolojik denen iğrenç silâhların yok edilmesi keza hayal gibi görünüyor. Bu tip silâhlar bazen çok sorumsuz ellere geçebiliyor. Bunların başında Kuzey Kore komünist cumhuriyeti geliyor ki, baba-oğul-torun 3 diktatörün ağzından çıkacak tek kelime, nükleer bir savaş başlatabilecek potansiyeldedir. 1994'te Kuzey Kore'yi babasından devr alan Kim Jong-il 69 yaşında ölünce, yerine geçen hafta 27 yaşındaki oğlu Kim Jong-un geçti. Aynı gün bir nükleer deneme yaparak birilerini korkutmaya çalıştı. Demokrasi ile yönetilen bir refah devleti olan kardeş Güney Kore Cumhuriyeti, ânında silâhlı kuvvetlerini alarma geçirdi. Japonya ve ABD, Güney Kore'ye destek verebilmek için zaten yıllardan beri alarmda...Yani 3. cihan savaşının bu defa Avrupa'dan değil uzak Doğu'dan patlaması tehlikesi kabûl ediliyor. 3 diktatörünün kutsal sayıldığı Çin'in himayesindeki Kuzey Kore'de her yıl yüz binlerce kişi açlıktan ölüyor. Demek istiyorum ki, bunca ilerlemeye rağmen insanlık, 2012'ye girerken toptan imha edilmek tehlikesini bile hâlâ bertaraf edebilmiş değil...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.