Fransa'da Segolene Royal'in, sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayı seçilmesi, dünya çapında yankı yaptı. Türkiye'de de ilgi uyandırdı. Okuyucularımız, Türk düşmanlığı bataklığına ihtiyatsızca dalıveren Fransa'da siyasî yapıyı daha merak eder oldular. İki makalede cevap sunmaya çalışacağım. Bir avuç milletvekilini kandıran bir devecinin peşine takılan Fransa, fikir hürriyetini yok etmek intihar teşebbüsünün şokunu yaşıyor. Fransa'da ve Türkiye'de 2007 mayıs ayında cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Paris'te Elysee (Elize) sarayına, Ankara'da Çankaya Köşküne, bugünkülerden epey farklı şahsiyetler yerleşecek. Segolene Royal (Segolên Ruayyal okunur), 53 yaşında, ancak 40'ında gösteren, güzel, zarif bir hanımefendi. Dış politika kültürünün eksikliği ve politikada kadınlığını vurgulayarak yükselmesi eleştirileri, şimdiden başladı. Bu hususta biz Türklerin derinlemesine tecrübeleri, Fransızlardan öncedir. Madam Royal'in soyadı bile yadırgandı. Zira Royal, Fransızca'da (krala, krallığa ait ) demek. Rakibi Sarkozy, Yahudi-Macar melezi olduğu için, milliyetçiliğin ve popülizmin aşırı uçlarında geziniyor. Madam Royal'in böyle bir derdi yok. Zira albay kızı. Babasının görev yaptığı Senegal sömürgesinin merkezi Dakar'da 1953'te doğdu. Chirac gibi, Fransa'nın çok ünlü siyasal bilgiler okulunda okudu. 1978'de daha 25 yaşında politikaya girdi. Sosyalist Parti'de parladı. Eğitim ve çevre bakanı oldu. Bir politikacı ile evlendi. 4 çocuk doğurdu. Royal, 220.000 Sosyalist Partisi üyesinin yüzde 61'inin oyunu aldı. İkinci tura hâcet kalmaksızın def'aten bütün Fransız Solu'nun cumhurbaşkanı adayı oldu. Diğer iki aday ancak yüzde 39'u paylaştılar. Rakibi Nicolas Sarkozy (Nikola Sarkozi), Sağ cephenin cumhurbaşkanı adayı olarak Madam Royal'le seçime girecek. Kendisinden çok bahsettirdi. Chirac'la pek erken didişti ve desteğini alamadı. İsmi yıprandı. İki adayın şansı, eşitlenmiş görünüyor. Madam Royal'in İngiltere, İtalya, İspanya'nın Merkez Sol'dan gelip Merkez Sağ'a yaklaşan başbakanlarını izleyeceği söyleniyor. Katı Fransız sosyalizmini Sağ'a kaydıracağı sanılıyor. Bizde Baykal'da da bu temayül var. Ama bu işi ilk defa Ecevit yapmıştı.