Körfez kaynıyor

A -
A +

2012 yılına -artık yalnız "Körfez" denecek derecede ün kazanan- Basra Körfezi'nin gittikçe ısınmış hâliyle giriyoruz. Zaten iklim çok sıcaktır. Körfezin doğu kıyıları İran, batı kıyıları 6 Körfez Monarşisi toprağıdır. Dehşetli vurucu gücü olan bir Amerika armadası (filo diyemiyorum) Körfeze yakın sularda bulunuyor. Bir İran filosu da var. Biribirlerine çok yan bakıyorlar. Allah esirgesin! Amerika, eskiden beri süregelen statükoyu muhafaza iddiasında. İran ise "Amerika'nın Körfez'de işi ne?" diyor. (Körfez'e İranlılar "İran Körfezi" ve Araplar "Arap Körfezi" derler, Osmanlı "Basra Körfezi" demiştir). Amerika gidince, İran, 6 Arap Körfez monarşisinin hakkından gelecek. Buradaki hanedanları kovacak. Doğu Akdeniz'deki benzeri İran uydusu Arap ülkeleri oluşacak! 6 Körfez monarşisi, en irileri Suudi Arabistan olmak üzere, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn ve Umman'dır. Genellikle Sünnî'liğin geçerli bulunduğu ülkelerdir. Önemleri, dünya petrol ve gazının en büyük kısmının bu 6 devletten çıkmasıdır. Bu coğrafyayı iyi tanımayanlar, Arap Baharı'nın niçin bu 6 monarşiye sıçramadığını yazıp çiziyorlar (kısmen en küçükleri olan Bahreyn'e sıçradı, etkisiz hâle getirildi). Zira bu 6 devlet, mutlak monarşilerdir. Yönetim hanedanların elindedir. Bu 6 devlet, dünyanın en müreffeh toplumlarıdır. Refah, halkın en alt tabakalarına kadar yayılmıştır. Halk memnundur. Aç ve açıkta insan yoktur. Demokratik kanunlar, hele teâmüller (alışkanlıklar) için acele etmiyorlar. Halk dünyanın müstesna ve en şanslı köşesinde yaşadığının idrakindedir. Bu 6 monarşi, boğazlarına kadar -her yıl yenilenen- ABD silâhları ile donanmıştır. Fakat savaş tecrübeleri yoktur. Monarşilere en küçük dış sataşma, karşısında Amerika'yı bulacaktır. 20. yüzyıl başlarında Osmanlı'dan ayrılan çöl üzerinde kurulmuş bu petrol medeniyetinin, nüfuzlu bedevî şeyhlerinden inen hanedanları, hükümdarları var (Umman kralı, aynı zamanda en ılımlı Şîî mezhebi olan Zeydî'liğin imamı yani başıdır). 20. yüzyılda petrol hükümdarları oldular. Osmanlı sonrası önce İngiltere, sonra ABD ile çok sıkı ilişkiler kurdular. Fransa bu coğrafyaya ulaşamadı. İran ise iddialarını gittikçe yoğunlaştırdı. Irak diktatörü Saddam'ın Kuveyt'i işgali ve yağmalamasının, Amerika'nın Irak savaşının sebebi olduğu unutulmamalı. Şimdi İran, Basra Körfezi'ni Hind Okyanusu'na açan Hürmüz Boğazı'nı açarım, kapatırım, yaklaşanı süper füzelerimle vururum gibi sözler söylemeye başladı. Makalemin başındaki dua ve temenniyi burada maazallah deyip tekrarlayarak yazımı bitiriyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.