Kritik günler

A -
A +

Türkiye kritik günler yaşıyor. Uludere olayı esrarlı şekilde oluştu. Koskoca Türkiye'nin gündemine egemen oldu. İktidar ile genelkurmayın arasını açmak isteyen hem iç, hem dış mihraklar mutlaka vardır. Cumhurbaşkanımız'ın ve Başbakanımız'ın tecrübe ve dirayeti gerçek bir güvencedir. Uludere olayı, İran'ın "Basra Körfezi'nden çıkan uçak gemin Hürmüz Boğazı'nı geçerek Körfez'e dönemez, Hürmüz Boğazı benim egemenliğimdedir" şeklinde Amerika'yı yüksek sesle, kışkırtıcı üslûpla, açık tehdidine tesadüf etti. O coğrafyada her an bir kaza olabilir. Kaza, savaşa dönüşebilir. Türkiye, NATO üyesi ve Birleşik Amerika'nın stratejik müttefikidir. İran ise, derin ekonomik ilişkilerimizin bulunduğu büyük doğu komşumuzdur. Dışişleri Bakanı Prof. Davutoğlu, acele Tahran'a gidip İran yetkilileri ile görüştü. Bir felâketi önlemek teşebbüsü olduğu açıktır. Türkiye, tarafları itidale sevk etmek için elinden geleni yapıyor. Körfez'den çıkıp Umman Denizi'nde seyreden ABD'nin tam teçhizatlı 2 süper tümenin vurucu gücünde olduğu söylenen uçak gemisi, Körfez'e dönerse İran ne yapacak? Hürmüz Boğazı kesinlikle İran'ın iç deniz alanı falan değildir, bütün dünya gemilerine açıktır. Şam'da Beşar Esad'ın, şahsını ve ailesini yargılamaktan kurtarmak için İran'ı, Amerika'ya haddini bildirmeye (!) kışkırttığı açıktır. PKK ise, Kürt radikal hareketinin direksiyonunu kaybetmemek için, Meclis'teki partisini ve her vasıtayı harekete geçirdi. Bu sırada 12 Eylül darbesinin hayatta kalan iki öncüsüne dava açıldı. Bir eski genelkurmay başkanı da yargıya alındı. Yani AK Parti karşıtları cephesi çok genişledi. Meclis'te 1. ve 2. muhalefet partilerinin iktidarla ilişkileri ise Batı demokrasilerindeki emsaline nisbetle çok bozuktur. Suriye Diktatörü, 20 Arap devletinin temsilcileri ile dalga geçip, onların gözleri önünde vatandaşlarını kırıp geçirdi. Daha da radikal olan İran'ın ise itidal teşviklerine kulak asmayacağı, kendisinden korkulduğu yanlış kanaati ile davranacağı bellidir. Tahran, demokrasi dünyasının savaştan çekindiğini teşhis etmiştir. Yakında, din savaşlarının en berbâdı olan mezhep savaşları ihtimali bile gerçekleşebilir. Sayın Erdoğan, bu en vahîm tehlikenin oluşması endişesini defalarca dile getirmişti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.