Krizin sosyal ve politik zemini

A -
A +

Sosyal ve politik yetersizlikler, ekonomik krizlerin zeminini oluşturur. Osmanlı'nın son yarım yüzyılındaki kaht-ı ricâl denen Devlet adamı yetmezliği, elbette Cumhuriyet dönemine de sıçradı. Bugün kronik safhadadır. Diğer bir temel sebep, yetersiz bir demokrasi, ve millî irade ihlâlleridir. Osmanlı, 1876-78 ve 1908-1920 yıllarında demokrasi ile yönetildiyse de, taçlı demokrasi rejimi kâğıt üzerinde, Anayasa metninde kaldı, başarılı olmadı. 1946'da daha gerçek bir demokrasi tecrübesi başladı. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce temsil edilen ve başka hiçbir kurum ve kişi tarafından temsil edilemiyen millî irade, Meclis'in yetkileri sürekli kısıtlanarak hırpalandı. Aksaklık son yıllarda tamamen âşikâr oldu. Meclis ve içinden çıkardığı yürütme organı yani hükûmet, yetkilerini savunamadı. Çankaya, Anayasa Mahkemesi, Millî Güvenlik Kurulu, Yargıtay ve Danıştay, bürokrasi, holdingler, medya, yasama ve icranın oluşturduğu boşlukları doldurmaya başladılar. Çeyrek asır önce yapılan son yüzyıllarımızın en büyük tarihî hatasından zerre kadar ders alınmadı. Türkiye, Yunanistan'ın, İspanya'nın, Portekiz'in gerilerine düşürüldü. Ne zaman ki Helsinki'de zar zor aday olduk, Avrupa Birliği'ne karşı güçlü bir karşıtlık ortaya çıktı. Gûyâ bütün partilerin istediği AB çelmelendi. AB millete anlatılamadı. Halkın şevki kırıldı. Hükûmetin prestiji sarsıldı. AB ile ne verip ne alacağımızın hesabını ilmin ve gerçeğin aydınlığında yapmamız gerekirken, iş gene tarihî hastalığımıza, hamaset edebiyatına döküldü. Hamâset edebiyatı prim yaparsa, en mutaassıplar kazanır. Türkiye'nin bu defa değil Polonya ve Macaristan'ın, Romanya ve Bulgaristan'ın gerisine itilmek üzere bulunduğunu milletimiz, iliklerine kadar hissetti. Avrupa Birliği veya üye olmaksızın Avrupa düzenine geçebileceğimiz, erişebileceğimiz hususunda millete şüphe ve tereddüt telkin edildi. Halkımız, eski tas eski hamamın sürüp gideceği endişesiyle güvenini yitirdi. Güvenini yitiren kitleler, her türlü krize açık hâle gelir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.