Türk kompleksi, Türkler'e karşı çekingenlik, yalnız Batı'ya mahsus değildir. Doğu milletlerinde de vardır. Artık ne Avusturya, ne Türkiye imparatorlukları mevcut. Öyleyse Avusturya Cumhuriyeti'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bu tavrı nedir? Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı unutamamaktır. Kara Mustafa Paşa'yı biz Türkler'e sorsanız, Avusturyalılar'dan çok daha azı kim olduğunu söyliyebilir (inanmayan iki tarafta bir mini anket yapsın.). 1683'te Kara Mustafa Paşa ile daha az kafa yorup 1686'da Budin'de yaptıklarını hatırlamaya davet ediyorum müzikte dünya birincisi Avusturyalılar'ı. Daha iyisi, Birinci Cihan Savaşı'nda (1914-18) Avusturya'yı Ruslar'a karşı savunmak için Galiçya'ya gönderdiğimiz kolordumuzun harekâtını incelesinler. Avusturyalılar'ı savunmak için verdiğimiz askerlerimizin şehitliklerini onarsınlar. Ve herhalde Avrupa ümanizmine, dolayısıyla AB ruhuna aykırı Türk düşmanlığından vaz geçsinler. Bizim AB ile ilişkilerimiz Avusturya'dan çok öncedir. Onlardan önce üye olmamız gerekiyordu ama, Türkiye'yi yönetenler gaflet içinde idiler. Önlerini göremiyorlardı. Angela Merkel seçim kampanyasını Türk düşmanlığına endeksledi. Kazancı ortadadır. Hiç bir Avrupa devleti, aklını ve sağduyusunu yitirmedikçe, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne getireceği menfaatleri göz ardı edemez. Türkiye, 1856 Paris Andlaşması ile, resmen dünyanın 7 büyük devletinden biri olarak tescil edildi (yalnız bu 7 devlet büyükelçi teati edebiliyorlardı, diğer bütün devletler orta elçi ile yetiniyorlardı.). Bu anlaşmada Avusturya imparatorunun, Prusya kralının, Fransız imparatorunun onay imzaları vardır. Şimdi, eski eyaletlerine üyelik verip Türkiye'yi dışarıda bırakmak gayretleri, tam bir irticadır. Birleşmiş Milletler aracılığı ile Kıbrıs konusunu da çözümleyeceğiz. 3 Ekim'de müzakerelere başlayıp işi uzatmadan sonuca gideceğiz. Bütün Avrupa ile birlikte biz de ne yapacağımızı bileceğiz.