Van'dan doğan güneş!..

A -
A +

Abdülhakim Arvasi hazretleri, Birinci Dünya Harbi çıkıp da Doğu Anadolu işgal edilince, hicret etmek zorunda kaldılar...

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri; son asırda yetişen, zahir ve batın ilimlerinde kâmil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir, büyük âlim ve ruh bilgilerinin mütehassısı büyük velidir. Seyyid Fehim-i Arvasi hazretlerinin talebesidir... 1865 yılında Van-Başkale'de doğdu. 1943'te Ankara'da vefat etti. Kabr-i şerifi Bağlum'dadır...

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, fıkıh, tefsir gibi ilimlerin yanında kendisini mânevi yoldan yetiştirecek bir rehbere kavuşma arzusu ile yanıyordu... O günlerde Seyyid Fehim-i Arvasi hazretleri, rüyasında Resulullah Efendimizi gördü. Peygamber Efendimiz kendisine; "Abdülhakim'in terbiyesini sana ısmarladım" buyurdu. 1878 (H.1295) yılında Seyyid Fehim-i Arvasi hazretlerinin huzuruna kavuştu ve yüksek tahsilini tamamladı. Zahirî ilimlerde icazet (diploma); tasavvufun Nakşibendiyye, Kadiriyye, Kübreviyye, Sühreverdiyye ve Çeştiyye yollarından hilafet aldı...

Birinci Dünya Harbi çıkıp Ruslar Doğu Anadolu'yu işgal edince, önce Irak'a, oradan Adana, Eskişehir ve nihayetinde İstanbul'a geldi. Eyüp Sultan'da önce Yazılı Medrese'ye, sonra Gümüşsuyu Tepesi'ndeki Mürteza Efendi Dergahına yerleşti ve Kaşgari Hanekahı meşihatına tayin olundu. Sultan Vahideddin Han tarafından Medrese-i mütehassısîne (İlahiyat Fakültesi) tasavvuf müderrisi yani "ordinaryüs profesör" olarak tayin edildi... Üniversite mensupları, fen ve devlet adamları, çözülemez sandıkları güç bilgileri sormaya gelir; sohbetinde, dersinde bir saat kadar oturunca, cevabını alır; sormaya lüzum kalmadan o bilgi ile doymuş olarak geri dönerdi...

Çok mütevazı, pek alçak gönüllü idi. "Ben" dediği hiç işitilmemişti. İslam âlimlerinin adı geçtiği zaman "Bizler o büyüklerin yanında hazır olsak sorulmayız, gaib olsak aranmayız" buyururdu...

Abdülhakim Arvasi hazretleri siyasete hiç karışmamış, siyasi fırkalara (partilere) bağlanmamıştır. Talebeleri kendisine tekkelerin kapatılması ile ilgili sorduklarında; "Hükümet, tekkeleri değil, boş mekânları kapattı. Onlar zaten kendi kendilerini çoktan kapatmışlardı" buyurmuştur. Bu muazzam görüş, o günlerin umumi manada tekke ve dergâh tipine ait teşhislerin en güzelidir...

İstanbul camilerinin kürsîlerinde senelerce ilim neşreden Abdülhakim Arvasi hazretlerinin; mahdumlarından, torunlarından ve sevdiklerinden yetiştirdiği pek çok din adamı vardır. İhlas Holding'in kurucusu merhum Enver Ören'in kayınpederi olan Hüseyin Hilmi Işık Efendi de onlardandır... Allahü teala şefaatlerine nail eylesin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.