"Ben oğlumdan râzıyım..."

A -
A +
Allah adamlarından Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine bir gün bu derecelere, makamlara nasıl kavuştuğu sorulur...

Bâyezid-i Bistâmi hazretleri henüz çocuktu... Annesi ile soğuk bir kış gecesinde, yatsı namazlarını kılıp yattılar. Gece yarısına doğru annesi uyandı. Biraz rahatsızlanmış ve çok da susamıştı. "Oğlum, bir bardak su verir misin?" diye seslendi. Hemen yatağından fırlayan, küçük Bâyezid testiyi eline aldı. Fakat o da ne? İçinde bir damla su kalmamıştı... "Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim" dedi... Koşarak dışarı çıktı. Her yer buzlarla kaplıydı. Zorlukla testiyi doldurup geldi. Fakat, dönene kadar annesi uyumuştu. Uyandırmaya kıyamadı. Elinde su dolu bardakla baş ucunda beklemeye koyuldu. Hava çok soğuk olduğu için, soğuktan titriyordu. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı... Nihayet, annesi uyandı ve; "Su, su" diye mırıldanmaya başladı. Küçük Bâyezid hemen "Buyur anneciğim, suyun hazır" dedi. Annesi şaşırmıştı. Oğluna sordu:
- Oğlum ne çabuk getirdin. Su kelimesi daha ağzımdan yeni çıktı.
- Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin. O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim. Geldiğimde senin daldığını gördüm. Tekrar uyandığında suyun hazır olması için o zamandan beri baş ucunda beklerim.
Kadıncağız sevinçten ağladı ve Allahü teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti. Sonra da; "Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol" diye can-ı gönülden duâ etti...
Büyük velî Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine bir gün bu derecelere, makamlara nasıl kavuştuğu sorulduğunda şöyle cevap verdi:
- Bu kadar zahmet ve meşakkatlere katlanarak aradığımı annemin rızâsını almakta buldum... 
Bâyezid-i Bistâmi hazretleri, dinin emirlerine uymakta çok titiz idi. Hiçbir şey onu vera ve takvâdan alıkoyamazdı. Kendisine bir gün evliyânın alâmetleri sorulduğunda buyurdu ki:
- Siz havada uçan birini gördüğünüz vakit, onun faziletli, kerâmet sahibi, Allahü teâlânın sevgili kulu olduğuna hemen hükmetmeyin. Böyle birini gördüğünüzde evliyâ olduğuna hemen hükmederseniz yanılabilirsiniz. Bu kimsenin, İslâmiyete uymaktaki hassasiyetine, Peygamber efendimizin ahlâkı ile ahlâklanmasına ve sünnet-i seniyyeye uymasına, hakiki İslâm âlimlerine olan muhabbet ve bağlılığına bakın. Bunlar tam ise, o kimse gerçekten kerâmet sahibidir. Bunlarda ufak bir gevşeklik olursa, bu hâllere kerâmet denilemez. Bunlarda gevşeklik gösteren, Allahın sevgili kulu olamaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.