"Adaletle hükmedersen ateşten kurtulursun!.."

A -
A +
Bir gün Behlül Dânâ hazretleri, üstü başı tozlanmış bir hâlde sarayın kapısında görünür. Halife Harun Reşid ona nereden geldiğini sorunca "cehennemden" cevabını verir!..
 
 
Eskiden başarılı her devlet adamının arkasında, bir de manevî rehberi, yol gösterici bulunurdu. Asırlar boyunca devam edegelen tatbikatta, bu böyle olmuş; millet idaresini omuzlarına yüklenmiş olan devlet reislerine, birer manevî rehber kılavuzluk etmiştir. O mübarek zatları dinleyen devlet başkanları rahat etmiş, dinlemeyen de sıkıntıdan kurtulamamıştır...
Abbasi Halifesi Harun Reşid’in rehberi, Behlül Dânâ hazretleri idi. O, her fırsatta kinayeli ve mecazlı sözlerle Halifeyi ikaz ediyor; adaletten ayrılmaması için tembihlerde bulunuyordu...
Bir gün Behlül Dânâ hazretleri, üstü başı tozlanmış bir hâlde sarayın kapısında göründü. Halife uzun yoldan geldiğini tahmin ettiği Behlül’e sordu:
-Nereden geliyorsun böyle, ey Behlül?
-Cehennemden geliyorum, ya Harun!
-Hayrola, cehennemde ne işin vardı?
-Efendim, ateş lazım oldu, oraya ateş almaya gitmiştim.
-Alabildin mi bari?
-Alamadım; cehennemin bekçileri “Burada ateş yoktur. Ateşi herkes kendisi getirir” dediler. Bunun için eli boş döndüm.
-Peki öyleyse, ben ne yapayım ki oraya ateş götürmeyeyim?
-Oraya ateş götürmemek için, adaletle hükmet! Adalet ile idare edersen ateşten kurtulursun.
Harun Reşid bu "iğneleyici" ve "yol gösterici" cevap karşısında dakikalarca tefekküre daldı...
             ***
Yine bir gün Behlül Dânâ hazretleri kumlarla, çer çöple evler, köşkler yapıyormuş. Gören de onu oyun oynuyor zannedermiş. Halife Harun Reşid yanından geçerken soruyor:
-Ya Behlül ne yapıyorsun?
-Cennet için köşkler yapıyor satıyorum.
-Peki kaça satıyorsun?
- Bir altına.
Harun Reşid, "Bizim Behlül'e yine bir şeyler oluyor" diyerek yürüyüp gitmiş... Ertesi gün Harun Reşid’in hanımı da görmüş, o da sormuş:
-Behlül ne yapıyorsun?
-Cennet için köşk yapıp satıyorum.
-Peki kaça satıyorsun?
-Bir altına.
-Peki, alıyorum, buyur şu bir altını...
O akşam Harun Reşid, rüyasında Cennette bir köşk görmüş, güzel mi güzel, çok beğenmiş ve demiş ki: Bu köşk kimin? "Hanımınızın" demişler. Ertesi gün gördüğü rüyanın tesiriyle Behlül Dânâ hazretlerini aramış. Bakmış aynı yerde yine kumlardan, çer çöpten köşkler yapıyor. Halife soruyor:
-Behlül yine ne yapıyorsun?
-Cennet için köşk yapıyorum.
-Peki kaç para?
-Bin altın.
-Dün bir altın diyordun bugün bin altına çıkarmışsın. Bunun sebebi ne?
-Efendim, hanımınız dün görmeden aldı. Ama sen gördükten sonra istiyorsun. Onun için sana bin altın az bile!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.