Ahmet Sırrı Arvas

İstanbul'dan Kahire'ye uçmak üzere yola çıkan havacılarımız (Yzb. Fethi, Yzb. Nuri ve Sadık Bey) yüksek dağları, sıcak çölleri aşarlar ama sertleşen rüzgârla boğuşamazlar...

Almanlar 1936 yılında adını efsane Mareşal Hindenburg'dan alan devasa bir zeplin yapar, alayiş ve gulgule ile sefere çıkarırlar. Bu alametin boyu tam 305 metredir, düşünün Titanice 20 metre fark atar!..

Ferdinand Von Zeppelin transatlantik büyüklüğündeki aletin gövdesine içten yanmalı iki motor monte eder ve pervaneler dönmeye başlar...

Molla Fenârî hazretleri bunca kesif işine rağmen devletten maaş almaz, kazzazlık (ipek ticareti) yaparak nafakasını temin eder, hatta hayrât ve hasenât yapar...

Enver Hoxha'nın defterinde samimiyet ve vefa gibi kelimeler olmaz. Birlikte yola çıktıkları Mehmed Şehu'yu gözünü kırpmadan kurşunlatır, intihar süsü verdirip mezara tıkar.

Komünist ideologlar arasında ciddi bir yeri olan Enver Hoxha Marksizmle nerede tanışır biliyor musunuz?... "Amerikan okulunda!.."

Bir eli Uzakdoğu'da bir eli Ortadoğu'da... Shell'in Yahudi patronu kâh Amerika'ya pençe atar, kâh Nazilere destek çıkar.

D'Arcy aldatıldığını anlar ama uğruna hayatını tehlikeye attığı ve 6 milyon sterline satmadığı belgeyi uyanık papaza kaptırdıktan sonra...

Uyanık petrolcü "amaaan niye zahmet ettiniz Şahım" der "ama madem ısrar ediyorsunuz şu yağlı sıvının işletme hakkını verin yeter"

"Petrolcüler, kediler gibidir. Sevişiyorlar mı yoksa dövüşüyorlar mı anlaşılamaz!.." Kalust Gülbenkyan

O yıllarda Osmanlı tebaasından olmak ayrıcalıklı bir şeydir, Kalust İngiliz vatandaşlığını da alır, gücünü ikiye katlar.

"O anda ermiştim ki sizinle bir huzura, Bu huzuru bozup da bakılır mı Hızır'a?"

Ne zaman ki gaybdan gelen bir ses; "Yâ eyyetühennefsü'l-mutmeinneh..." âyet-i kerîmesini okur, hocalarını kaybettiklerini anlarlar. (H.1313, Şevval 15)

Onların dersaadete geldiklerini haber alan Abdülhamîd Han, kendilerini saraya dâvet eder ve sultanlar gibi ağırlar. 12 gün kadar misâfir ettikten sonra, Haydarpaşa limanına götürür ve merâsimle uğurlar. Öyle ya âlimi âlim bilir, velîyi velî anlar...

Seyyid Fehim hazretleri Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyünde doğar (H. 1241). Bu aileden eskiden beri ilmiyle amil âlimler çıkar, Hak âşıklarına Kâdirî ve Çeştî yollarının inceliklerini anlatırlar.

Büyük velinin, Van Gölünün güneyindeki kuytuluğa kanı kaynar. Gevaş, Çatak, Hizan, Pervari arasındaki vadiye yerleşir, dergâhını kurar.

Sivil itaatsizler ellerine asla silah almaz, tahribat yapmaz, anarşi çıkarmaz "uslu çoçuk" olurlar.

Ünlü aktör rejisörleri ciddiye almaz, ancak şu var ki Marlon'un fikirleri umumiyetle rejisörünkilerden daha isabetli çıkar, başarıdan onlar da hissedar olurlar...

"Hollywood'da bulunmamın tek nedeni, parayı reddedecek kadar ahlaki cesaretimin olmayışıdır!.."

Fransız subayı Niepce bilgili, sanatkâr ama saf bir adamdır. Onun tecrübelerinden genç ortağı Daguerre yararlanır, bilgi mirasına da sahip çıkar.