Yapılandırma ilk taksit ödeme gününü uzatın

Kırk yıllık okuyucunuzum. İstanbul Laleli’de esnafım. Hükümetimizin vergi borcu olan esnafa el uzatmasıyla sevindik. Yapılandırma müracaatımızı da yaptık. Fakat ilk taksitimi 30/11/2016 tarihine kadar ödeyemedim. Devletimiz bu ödeme konusunda bizim gibi zamanında ödeyemeyen ve mağdur olan esnafa kısa da olsa ek bir süre verebilir mi? Benim durumumda çevremde en az 10-12 kişi var. Bizler yapılandırma hakkımızın ilk taksiti ödeyemediğimiz için elimizden gitmesini istemiyoruz. Bu konuda devletimizin yardımını bekliyoruz.

 

 

Feridun Ağabey, 30 Kasım’da 3 devlet bankasına ödeme yapmak isteyen vatandaşlara “İnternet çalışmıyor” diyerek birçoğumuzu akşam paydos saatine kadar beklettiler. Gelir İdaresi Başkanlığının http://g.xn--i-9bb.ba internet sitesinde ödeme yapmak isteyenler de sistem hizmet veremediğinden ödemeler yapılamadı. Vergi daireleri ise gece 03.00 sıralarında bile tahsilat yapmaya çalıştı. 01.12.2016 tarihinde ise Vergi Daireleri veya Bankalara 30 Kasım’da borçlarını ödemek isteyen ama bu sebeplerden dolayı ödeyemeyenlere borç yapılandırmasının iptal olduğu söylendi. Bizler bu yasadan yararlanmak isterken bu şekilde mağdur olduk. Devletimizin bu konuda bizlere yardım edecek imkân sunmasını talep ediyoruz. Yapılandırmadan yararlanma hakkımızın gitmesini istemiyoruz.

 

 

 

 

“Merhaba Feridun Ağabey. Ben İş İdaresi dört yıllık lisan mezunu bir kimseyim. Değerli iş adamlarımızdan 50 yaşıma uygun ağır olmayan, tahsilime uygun helalinden bir iş istiyorum. Evlenip düzenli iş hayatı ve düzenli bir aile hayatı yaşamak istiyorum. Birçok işletmeye müracaat ettim ama bana dönmediler. Ben ailemle beraber yaşıyorum. Daha güzel ve kaliteli bir hayat yaşamak istiyorum. Ailemle iki artı bir odada tam 6 kişi yaşıyoruz. Çalışıp kazandığım paramı, bir kooperatife yatırdım. Müteahhit iflas etti. Ne paramı ne evimi alabildim. Adam tanıdık diye oyaladıkça oyaladı. Aradan 13 sene geçti ve o konu unutulup gitti. Ama ben yaşama sevincimi kaybetmedim. Meşru bir zeminde hayat mücadelemi sürdürüyorum. Bu anlamda size de müracaat ediyorum. Yazımı yayınlarsanız sevinirim. Daha yazmaya kalksam sayfalar tutar ama sırada bekleyen diğer dertli okuyucularınızın hakkını almak istemiyorum..."

 

 

 

Feridun Ağabey, ne olacak bizim hâlimiz böyle? Dert ve sıkıntılardan bunalıp geceleri uyku uyuyamaz, gündüz işime konsantre olamaz hâle geldiğimde doktora gittim. Depresyon diye bir teşhis koydu. Bir de hap verdi. Ben bu hâli ayrıca stres yaptım. Halk arasında adımın “delirmiş”e çıkmasını istemiyordum. Ama bu hapı da belirli saatlerde kullanacaktım. Geçenlerde tam ağzıma atıp bir yudum su içecekken ustabaşım gördü. “Nedir o ağzına attığın?” dedi. “Fındık fıstık” desem de usta iyice merak etti. İlacı gördü. “Nedir bu” dedi. Doğrusunu diyemedim “baş ağrısı için” dedim. “İyi geliyor mu bari” dedi. “He” deyince de kutunun yarısına el koydu. “Benim de çok başım ağrıyor” dedi. Adam hiç araştırıp soruşturmadan depresyon haplarımın yarısına el koydu. Ben de hapı yuttum ustabaşı da! Ne olacak bu hâlimiz bilmiyorum abi?

 

 

 

“Feridun Ağabey, lise ikinci sınıf öğrencisiyim. Sınıfımızda hemen herkesin çıktığı bir arkadaşı var. Ben öyle tipsiz falan değilim. İstesem ben de onlar gibi olurum. Ama çocukluktan beri bu tür arkadaşlıklar bana pek şık gelmiyor. Ama çevremde en samimi olduğum arkadaşlarım bile benim ezik olduğumu, içine kapanık olduğumu, hatta korkak ve çekingen olduğumu söylüyorlar. Ben eskilerin deyimiyle tam bir kitap kurduyum. Kütüphaneden çıkmak istemiyorum. Ama bazen de kendi kendime sormadan yapamıyorum. Etrafımda hiçbir arkadaş benim gibi davranmıyor. Benim yaptığım doğru ise niye kimse benim gibi değil! Yaptığım yanlış ise doğrusunu yakalamak için ben de onlar gibi olmak zorunda mıyım? Bu konuda ne yapayım ağabey? Ellerinizden öperim” diyen Malatya’dan Murat Erdinç’e: Hâlinden memnun isen ve huzurlu isen diğer insanlar mı ben mi doğru yoldayım diye düşünmene gerek yok. Okuyan insan tarih boyu doğru yolda olan insandır. Gözlerinden öperim...