Yetkililerimizden bazı beklentilerimiz var

A -
A +
Feridun Ağabey, ben MEB’de İŞKUR Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında istihdam edilen bir personelim. İşimi severek yapıyorum. Bu projenin ve Millî Eğitimin bir parçası olmaktan son derece memnunum. Değerli öğretmenlerimizle aynı çatı altında olmakla kendimi şanslı sayıyorum. Ancak devletimizden bazı beklentilerimizi de belirtmek istiyorum.
Bilindiği gibi İŞKUR işsizlik ödeneği fonundan bütçe kullanıp kurumlara personel istihdam ediyor. SSK ve maaş finansmanını ve bütçesini bu fondan aktarıyor. Böylece kamuya mali yük olmuyor. Türkiye’de yüz binlerce kişi bu imkândan yararlanıyor. Onlara geçim kaynağı oluyor. Çalışanlar olarak vesile olanlara minnettarız. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızdan ve yetkililerden iyileştirme noktasında beklentilerimiz vardır. İŞKUR çalışanları olarak istihdam projelerinin çeşitlendirilerek daha da genişletilmesi ve sürenin uzatılarak daha fazla çalışanın daha fazla süre iş imkânından yararlanmasının sağlanmasını istiyoruz. Ücretlerin daha da iyileşmesi için ortak akılla kadrolu, taşeron, İŞKUR hepsini bir çatı altında güvenceli, sürdürülebilir, genişletilebilir bir format üzerinde kazandırılarak çifte standartların kaldırılması mümkün olabilir.
Taşeron işçilerin kadroya alınması sürecinde MEB’e bağlı okullarda hizmet alımıyla çalışanlarımız sezonluk işçi oldukları için asıl çalışan olamıyorlar. Taşeron işçi sayılmıyorlar. Devlet büyüklerimizden bu konularda detaylı bir çalışma yapmalarını istiyoruz. Okulumuzun yetkililerine de ve Millî Eğitim Müdürlerimize de bu vesileyle çok teşekkür ediyoruz. Allah devletimizi milletimizi kaim kılsın, devletimizi ilelebet daim eylesin.
       Ahmet Akerik-Ordu
 
 
 
Devlet verdiği ihaleleri denetlemeyi unutmasın
 
Feridun Ağabey, ben bir firmada işçi olarak çalışmaktayım. Devletimiz milletimize hizmet için yol yapıyor, köprü yapıyor, tünel yapıyor. Gerçekten zamanla yarışan bir hızda çalışıyorlar. Devletten bu hizmetleri yapma konusunda ihale alan büyük ve namlı firmalar da kendi altlarındaki firmalara bu işi taşeron usulüyle devrediyorlar. Ben bu konuda yetkililerimize bilgi iletmek istiyorum. İşi alan firmalar bir an önce işi teslim etmek için midir, başka sebeplerden midir bilemiyorum ama yaptıkları işte asgari standartlara bile dikkat etmeden iş teslim etme yoluna gidiyorlar. Örneğin bir yol yapılırken altyapısı zemini sağlamlığı hiç hesap edilmeden taş dökerek silindir geçerek, sulayıp asfalt dökerek yol yapılıp çıkıyor. Bu konuda mühendislik çalışmaları ne durumdadır? Ne gibi ileri görüşler sunulmuştur bilmiyoruz… Sadece devletin imkânlarının millete seferber edilmesinde biraz özen gösterilmesi ve gerçek anlamda denetimlerin yapılmasını öneriyorum. Devletine, milletine bağlı hükûmetin icraatlarından gurur duyan bir vatandaş olarak bu hassasiyetimi yetkililerimize iletirseniz sevinirim. Verdikleri ihalelerin ve taşeron firmaların çalışmalarını sıkı denetlesinler…
         Rumuz: “Sorumlu İşçi”-İstanbul
 
 
Kentsel dönüşümden önce kültürel dönüşüm
 
“Feridun Ağabey belki sıradan bir şey diyeceksiniz ama koskoca İstanbul’da hem de üniversite öğrencisi olduğu her hâlinden belli olan bir gencin metrobüs durağındaki hâlini görünce çok üzüldüm. Kahroldum. Bunu sizinle paylaşayım dedim. O genç affedersiniz kulağında kulaklık, dizinde dizüstü bilgisayar olan bir genç. Ama ağzına gelen balgamı hiç çekinmeden veya ayıp olur gibi bir duyguya kapılmadan yere tükürüyordu. Hem de farkında olmadan değil gayet rahatça. Gördüm ki bu genç bunun şehir kültürüyle ilgisinden habersiz. Bu gençleri okuturken medeniyetimizle ilgili şehircilikle ilgili bilgiler neden verilmez anlamıyorum. Kentsel dönüşümden önce bence kültürel dönüşüme ihtiyacımız yok mu? Saygılarımla...”
          Rumuz: "İstanbullu"
 
 
Gereksiz sorularıma iz bırakan cevaplar
 
Bir arkadaşımın eşi oldukça güzeldi. Yanıma uğradığında eşinden ayrılacağını söyleyince şaşakalmıştım. Ona “bu kadar güzel olan bir eşten insan ayrılır mı?” diye sorduğumda “sen, güzel ama ayağını sıkan bir ayakkabı giydin mi?” dediğinde cevap verememiştim.
Bizim bir müdürümüz vardı. Oldukça yakışıklı ve aileden varlıklıydı. Eşi mütevazı biriydi ama çoğu ona uygun görmezdi. Ben müdür beye, “Siz evlenirken çok düşündünüz mü?” diye sorduğumda müdürümüz “Yaşar Bey,  dedi bunu bana neden sorduğunu tahmin ediyorum. Ama eşimin gönül yapısını bilsen beni ona layık göremezsin” deyince yine cevap verememiştim...
          Yaşar Gönenç-Hotmail
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.