Sokak köpeklerine İBB veterinerlikte ne yapılıyor?

İstanbul'dan Arda Betil ismiyle gönderilen mailde deniliyor ki:

“Yıllardır ilgilendiği sokak köpeği kaza geçirince onu ameliyat olması için 25 Mayıs 2017'de İBB Cebeci Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezine yollamak zorunda kaldı. Ve bir daha geri alamadı.

Onu iyileşecek diye aylarca ziyaret etti. 18 Eylül günü gittiğinde ise bulamadı. 'Ne yaptınız hâlâ ayağından iltihap akan hayvanıma?' Cevap 'Sahiplendirdik' oldu.

'Neden? Nasıl verirsiniz benim getirdiğim hayvanı?' diye sorulunca 'Bizim kararımız ve bu konuda siz hesap soramazsınız' denildi.

İBB veteriner işleri müdürlüğü bir kara delik gibi sokak köpeklerini yutmakta mıdır? Aldıklarını niye vermiyorlar? Vatandaştan aldıklarını da sürekli olarak “sahiplendirdik” diyerek bir daha gösterilmiyor. Acaba yok mu ediyorlar? Bu kaçıncı?

Belki aranızdan bir insanoğlu vardır. Bir hayvanla duygusal bağ kurmak ne demek bilip de yardım edebilecek ilgililer vardır...”

Bu açıdan İBB Veterinerlik, konuyla ilgili özet bir açıklama yaparsa burada yer veririz.

 

 

 

“TRT belgeselde izlemiştim. Elin yabancılarında o derece bir kanuni düzenlemeler yapılmış ki adamların balıkçıları okyanusta bile kanunlara uyuyorlardı. Ülkemizdeki balıkçılık avcılığında bilinçsiz ve kasıtlı uygulamalar balıkçılığımızı bitirmek noktasına getirmiş durumdadır. Balıkçılarımızın gerek trol denilen ağlarla avlanmaları gerekse zamansız avlanmalar ve gerekse açıklarda değil de deniz kenarlarında avcılık gibi sebepler denizlerimizde balıkçılığı bitirdi.

Özellikle zamansız avlanmalar balıklarımızın bitmesine sebebiyet vermektedir. Balık avcılığında küçük yavruların yakalanması ve dişilerin yakalanıp tezgâhlarda satılması denizlerimizde balığı bitirmek noktasına getirmiş durumdadır. Bugün balık avında denize açılan tekneler küçük büyük, dişi erkek demeden avlanması buna sebebiyet vermiş durumdadır. Özellikle trol denilen ağlarla avlanma deniz tabanındaki balık yuvalarını darmadağın etmekte ve balıkların büyüyüp çoğalmasına imkân vermemektedir. Bir de bazı balıkçılarımızdaki para hırsı buna eklendiği zaman işin içerisinden çıkılması imkânsız bir durum oluşturmaktadır. Çünkü balıkçılarımızın para uğruna ihtiyaçtan fazla balık yakalayıp tezgâhlara sattığına şahit olmaktayız.

Balıkçılarımız avlanmaya eylül ayında değil de ekim-kasım ayında çıkmalı. Küçük ağızlı değil büyük ağızlı ağlar kullanılmalı ki küçük balıklar içerisinden çıkıp gidebilmeli. Yuvalar dağıtılmamalı. Dişiler tekrar denize atılmalı. Avlanma yakınlarda değil uzaklarda yapılmalı. İhtiyaçtan çok fazla avlanmamalıdır. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız gerekli yasal düzenlemeleri çıkartmalı ve kanunlara uymayanlara en ağır cezalar getirilmeli hatta teknesi elinden alınmalı ve ehliyeti iptal edilmelidir.”

 

 

 

 

 

Feridun Ağabey, geçen gün metrobüste yolculuk ederken oturduğum koltukta, bir refleks olarak ayağımı yukarı doğru hafif yükselttiğimde dizimi metal tutucunun yuvasına çarptığımda şaştım kaldım. Dizimden başlayan ağrı içime işledi. Bunu buraya monte eden hiç mi düşünmemiş kardeşim? İnsanlara zarar verebilir diye hiç mi düşünülmemiş? Resmini çekip yolluyorum. Sizden istirhamım yayınlarsanız bu tutucu yuvalarını insana zarar vermeyecek şekilde belki düzeltirler de farkında olmayan yolcular dizlerini çarpmaz. Selamlar...