Ortaokulların ve liselerin birleştirilmesi üzerine

A -
A +
“Merhabalar! Birkaç senedir, imam hatip liseleri ve ortaokulları kız-erkek şeklinde ayırdılar. Bir veli olarak gözlemlediğim, yaşadığım bazı sıkıntıları paylaşacağım. Umarım yeni Millî Eğitim Bakanımıza bu görüşlerim sizlerin sayesinde ulaşır da ortaokul ve liselerin birleştirilmesi mevzuunu bir kere daha değerlendirir ve düşünürler.
Öncelikle ortaokul ve lisenin birleştirilmesi yanlıştır; “kız-erkek ayrımı daha doğrusu kız okulu-erkek okulu ayrımı yanlıştır” demiyorum. Demek istediğim başka. İmam Hatip Liseleri ve ortaokulları birleştirilirken kimi yerde orta kısımlar liseye katıldı; kimi yerde lise kesimleri ortaokula katıldı.
1. Eğer ortaokul bünyesine katılım oldu ise ortaokul idarecileri ve öğretmenleri, lise müfredatını, lise yönetmeliklerini bilmediğinden hâlen sorunlar yaşanıyor. Lise bünyesine katılım oldu ise lise idarecileri orta kısmın yönetmeliklerini, müfredatını vs. bilmediğinden sorunlar yaşanıyor, yaşandı. Bu ikisi ayrı uzmanlık ve uygulama gerektirir. Çünkü birleştirilince hâlen yaşanan sorunlar oluyor.
2. Öğrenciler arasında uyumsuzluklar oluyor ve bunların bir kısmı ciddi uyumsuzluk... Mesela okul kantinlerinde, bahçelerinde, kütüphanelerde hatta tuvalet-lavabolarında uyumsuzluklar oluyor. Orta kısım öğrencileri biraz eziliyor, öteleniyor, mağdur oluyor, rahatsız ediliyor.
3. Kütüphanelerde uyumsuzluklar var. Orta kısım, liseye katıldı ise okul kütüphanesinde orta kısma hitap eden kitap yok; lise, orta kısma katıldı ise kütüphanede liseye uygun kitap yok.
4. Orta kısım öğrencisi dersine girmeyen lise öğretmeninin bahçede, nöbette vs. yaptığı uyarıyı dikkate almazken tersi bir durum lise öğrencisi de, dersine girmeyen ortaokul öğretmeninin uyarısını dinlemiyor.
Bunların binaları, bahçeleri, lavabo ve tuvaletleri, kütüphaneleri vs. ayrı olmalıdır. Birleştirme pek uygun olmadı, acele yapıldı.
Uzatmak istemiyorum. Bunların dışında da problemler yaşanıyor. Bu problemlerin ortadan kaldırılması gerekir bu sebeple konu yetkili ve ilgililerce bir kere daha düşünülmeli. Saygılar...
          Rumuz: “Dertli”
 
 
Ev sahipleri mi nüfus memurları mı haklı?
 
Feridun Ağabey, İçişleri Bakanlığı'nın dolayısıyla Nüfus Genel Müdürlüğünün kabul etmediği bir uygulama yüzünden binlerce ev sahibi mağdur durumdadır.
Adres beyanında bulunmama cezası alan bürokrasi, adres beyanında bulunmak isteyen bir başka kişiye âdeta zulüm yapmaktadır. Taşındığı ya da ayrıldığı yerden adresini sildirmeyenler yüzünden aynı mekâna farklı kişilerin beyanını dikkate almayan Nüfus Genel Müdürlüğü bu sebepten adres beyanında bulunacak kişiyi mağdur etmektedir.
"Bize fatura getirin, sizi işleyelim" diyerek yeni adres beyanında bulunacaklara bu şartı koşarak eski taşınanın ancak o zaman silineceğini belirten nüfus memurlukları ev sahiplerinin verdiği yazılı dilekçeleri dahi dikkate almıyor.
Bir evde kimin oturup oturmadığını o evin mülk sahibinin bilmesinden başka kimsenin bilmeyeceği belli iken, nüfus müdürlükleri hangi akla hizmet alınmış bir karar doğrultusunda bu beyanları dikkate almıyor ki?
Aylar önce evinden taşınan kiracı, yerine kendi yakınını oturtmak istemektedir. Şubat 2018'de taşınmış kiracının adresini aldırmadığını gören ev sahibi Haziran 2018'de nüfus müdürlüğüne giderek kaydın silinmesini talep eden dilekçe verir. Ama dilekçesinin süresi içerisinde işleme alınmadığını öğrenir.
 
BORCU YOK İKEN HACİZ EKİBİ BEKLEMEK!
 
Bir başka vatandaş da eski bir kiracının icra kâğıtlarının kendi adresine geldiğini, gelen bir uyarıda ise kapının kırılıp içeriye girebileceğine dair bir icra yazısı aldığını ve günler içinde hiçbir suçu, borcu yok iken haciz ekibi tarafından kapısının kırılıp içeri girmesinin korkusu içinde yaşadığını belirtmektedir.
İçişleri Bakanlığımızın bu problemi çözmek için bir yönetmelik çıkartmasının ve mal sahibinin beyanının dikkate alınarak beyan edilen adreste oturmadığını bildirdiği kişinin adresinin silinmesini kolaylaştırmasını bekliyoruz. Sorumluluğun dilekçeyi veren kişiye ait olacağı bu durumda aynı zamanda sahte bildirimlerin de önüne geçileceği görülecektir.
Bir ev sahibinin binasında oturanları ve oturmayanları bildirmesinin neresi yanlış? Bir mal sahibi binasında oturmayanları beyan ederek silinmesini istemesi neden yasak kılınıyor? Ayrıca herkes fatura karşılığı bir yere abone olmak zorunda mıdır? Bir kişi ebeveynlerinin, yakın akrabalarından birinin sahibi olduğu bir yere taşınması durumunda fatura çıkartmadan oturamaz mı? Boş yeri tespit ederek orada oturmadığı hâlde o adrese bir GSM faturası çıkartmak ve çıkarttığı fatura ile beyanda bulunmasının yolu açılırken, ev sahibinin dilekçesi neden dikkate alınmamaktadır? Bu mağduriyetler yüzünden bir türlü adres beyanında bulunamayanların zaman içerisinde ceza görmesi durumunda sorumluluk kime ait olacaktır?
           Erol Kara-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.