Çocuklarımızı eğitiyor muyuz, avutuyor muyuz?

A -
A +
Ünlü filozof Eflatun diğer adıyla Platon "Gençler yaşlıların aptal olduğunu sanırlar fakat yaşlılar gençlerin aptal olduğunu bilirler" diyor. Son yıllarda hemen her şeyi gençlere soruyoruz. Mevki ve makamlara adam seçerken genç olmasına dikkat ediyoruz. Ama nedense sorunlarımız hiç de çözüme kavuşmuş gibi gözükmüyor. Bu anlamda eğitim ülkelerin olmazsa olmaz bir gerçeği. Arayışlar gayet normal. Çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek nesilleri yetiştirmek zorundayız. Çocuklar ve gençlerin evde anne-baba, okulda öğretmen emrine amade ne emrederse o yapılıyor. Zannediyoruz ki çocukların ve gençlerin her isteğini karşılarsak psikolojileri bozulmayacak biz de iyi bir anne baba veya öğretmen olacağız. Hiçbir çaba göstermeden emek sarf etmeden “gak” diyorlar su, “guk” diyorlar ekmek veriyoruz. Hiç çalışmadan emeği olmadan bol not takdir, teşekkür veriyoruz. Evde marka giysi telefon, tablet, bilgisayar, sosis, salam, sucuk, cips hamburger servis ediyoruz. Eskiden çocuk ve gençler anne, baba, öğretmenden saygı seviyesinde korkar çekinirdi. Şimdi biz onların şerrinden korkuyoruz. Bize bağırıp çağırıyorlar biz tırsıyoruz. “Aman çocuk ne halt işlerse işlesin ceza vermeyin! Sert bile bakmayın, ceza çözüm değil. Onlar bizim geleceğimiz” diyoruz. Böylesine doyumsuz, saygısız ve tembel büyüttüğümüz bu çocuk ve gençlerin bir gün başta aile olmak üzere devletin, milletin, insanlığın başına bela olacağını düşünüyor muyuz? Bakın bu çocuklara tembelliğinin, sorumsuzluğunun bedelini ödetmez iseniz gelecekte bunun bedelini çok ağır bir şekilde milletçe siz ödersiniz. Ben olsam şimdiki eğitim sistemini avutum sistemi olarak değiştirirdim. Çünkü şu anda okullarda eğitim yapılmıyor, avutum yapılıyor. Kimi avutuyoruz? Öğrenciyi, velisini, milleti, devleti ve kendimizi... Bakalım takke ne zaman düşecek, keli ne zaman göreceğiz? Aslında kel görünmeye başladı. Ama birçoğumuz o keli görmüyoruz veya görmek işimize gelmediği için görmüyormuş gibi yapıyoruz.   SUÇ VE CEZA KAVRAMINI BİLMEYEN GENÇLİK   Mesela caddelerde trafiği altüst eden, insan canını ve malını hiçe sayan, insanların ölümüne sebebiyet veren o drift atan, spin çeken, makas atan gençler nasıl ortaya çıktı dersiniz? Bu hoyrat cesareti nereden aldılar? Cevap: Aileden ve okuldan... Çünkü ailede ve okulda sergiledikleri hiçbir tembellik ve sorumsuzluk karşısında hiçbir bedel ödemediler. Hatta alkışlanıp pohpohlanıp yüreklendirildiler. Çocuklar suç ve ceza kavramlarını tanımıyor. Karıştırdıkları her herzeyi normal ve kahramanlık olarak görüyorlar. Canlarının istediği her şeyi bu suç olsa bile kendilerine bir hak olarak görüyorlar. Sevgi ve saygının olmadığı yerde güvenlik de başarı da olmaz. Sayın Bakanımızdan öğrencilere şirin görünme gayreti değil onları geleceğe hazırlayacak ciddiyetle uygulamalar bekliyoruz. Okullar “kafamın içine ne koyabilirim?” sorusuna cevap aranan yerler olmalı. Bugünün okullarında “mideme ne koyarım” duygusu hâkim, üstelik bunu sosyal medyada yayınlayıp adını da sosyal etkinlik diye etiketleyen sözde eğitimcilerin desteğiyle yapıyorlar. Velhasıl işiniz çok hem de çok zor. Allah size kolaylık versin. Saygılarımla...              Hayrettin Hatunoğlu     TEM bağlantı yolu trafiğine bir çözüm bekliyorlar   “Sevgili Feridun Ağabey, sabah akşam Basın Ekspres yolunu kullanıyorum. TEM bağlantı yolunda oluşan trafik yoğunluğu canımızdan bezdirdi. “Kuzey Marmara yolu yapılınca rahatlatacak” diye bekliyoruz. Peki Kuyumcukent önünde oluşan trafiğe ne demeli? Akşamları burada da anlamsız bir şekilde acayip yığılma oluyor. Sinyalisazyonda mı bir hata var, yönlendirmede mi bir yanlışlık var, normalde belirli bir hızda akıp gitmesi gereken trafik kilit oluyor… Bir tarafta Kuyumcukent’ten çıkış yapanlar diğer yanda Çobançeşme’den İkitelli istikametine gitmeye çalışanlar... Bu kilitte stres topuna dönüşüyoruz… Burada çevre iş yerlerinden çıkan çalışanların araçları ve otopark sebebiyle yola çıkış yapmak isteyen araçlar da ters yönden gelir gibi geliş gidiş yoluna bağlanmak durumunda kalınca tam bir keşmekeş hâl yaşanıyor. Diyoruz ki ya Kuyumcukent çıkışı başka yere kaydırılsın ya buraya yapılabilirse yayalar için alt/üst geçit yapılsın. Bir de bu bir kilometrelik mesafe mutlaka tek şerit olsun. Eğer şehir planlamacıları, belediyelerimiz el birliğinde bu konuya el atarsa inanıyoruz ki bir çözüm bulunacaktır. Yazık her akşam bitik vaziyette evlerimize dönmeyelim. Selamlar...”              Çetin Söylemez-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.