‘Önceden muaf ise şimdi bedelli olmaz’ diyorlar

A -
A +
“Feridun Ağabey, benim oğlum 27 yaşında. Daha önceden bazı rahatsızlıklarından dolayı askerlikten muaf tutuldu. Bir zaman sonra bu rahatsızlığı tamamen düzeldi. Hatta bununla ilgili hastalık ve rahatsızlığının tamamen düzeldiğine dair bir sağlık kurulu raporu aldık. Askerlik şubesi “mevcut kanun askerlikten muaf olanların bedelli olarak askerlik yapmasına izin vermiyor” diye bildirdi. Oğlum şimdi hem bir Türk genci olarak hem de bazı kamu haklarından mahrum olmamak için ‘bedelli olarak’ askerliğini yapmak istiyor. Çünkü bazı kamu ve özel iş kolları ‘askerliğini yapmış’ olmayı şart koşuyor. Bu durumda benim oğlum gibi birçok genç için hak mahrumiyeti oluşuyor. Bir de oğlum, ‘askerliğini yapmış’ olarak bilinmek istiyor. Bir vatandaş olarak yetkililerden ‘daha önce askerlikten muaf olup sonra sağlık durumu düzelenlerin, bedelli olarak askerliğini yapmalarına imkân veren’ bir kanuni düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Bu birçok gencin geleceğini kariyerini, psikolojik ruh hâlini etkileyen; ana babaları üzüntüde bırakan bu konuyu gündeme getirirseniz çok memnun oluruz. Saygı ve selamlarımızı sunarız.”
Mehmet Soydemir
***
 
‘Oto elektrikçiyim’ diyor kabloyu diliyle test ediyor
 
Her zaman eğitimden, kaliteden söz ediyoruz. Haberlerde televizyonlarda izleyicilere “yetkili servisten hizmet alın” deniliyor. Mağduriyet yaşayanların haberleri çıkıyor ama yine de ortalık yetkisiz, bilgisiz ustadan geçilmiyor. Akımda “direnç” nedir onu bile bilmeyen insanlar telefon, TV, bilgisayar tamir servisi işletebiliyor. Sigortanın ne işe yaradığını bilmeyen “ucuzluk pazarı” olarak nitelenen dükkânlarda kablo, priz, sigorta, duy vb. satışı yapılabiliyor.
 
Denetim yok. Sorgulayan yok. Bu nasıl oluyor diyen yok. Atmayan sigorta, akımı kesmeyen kaçak akım koruma rölesi, iki günde bozulan fare her yerde satılıyor. Ara kablo olarak tanımlanan grup prizli seyyar kablolar bakkallardan bile alınabiliyor. En az 1,5 milimetrekare olması gereken kablolar 0,5 milimetrekare bile değil.
Her meslek erbabı, sadece uzmanı olduğu ürünü satabilmeli ya da onarabilmeli. Tabelasında teknik servis, tamirci vb. yazan yerlere denetim yapılmalı, ruhsatı olup olmadığı sorulmalı. Siz de böyle yerlere hemen dalmayın. Belgesi, diploması olmayan kişilere cihazlarınızı vermeyin. 
 
Birkaç sene önce telefonumun ekranı kırıldı. Ciddi sandığım bir servise gittim. İşi yapacak kişinin ağaç işleri mezunu olduğunu fark edince hemen kaçtım. Bir başka zaman, aracımın farının biri yanmıyordu. Bir oto elektrikçiye gittim. Kalfa olduğunu sandığım kişi farın kablolarını söktü. Diliyle test yaptı. “Ne yapıyorsun?” dedim. “Elektrik geliyor mu diye baktım” dedi. Hemen oradan kaçtım. 21. yüzyıldayız ama hâlâ bilimden, teknikten, kuraldan, tedbirden o kadar uzağız ki. Tamirci sandığınız bir kişi "beyin yanmış, kart uçmuş, arıza büyük, cihazın yenisini alın" vb. gibi sözler ediyorsa işten anlamıyor demektir. Sonuç TSE, CE, ISO belgesi olmayan ürünleri satın almayın. Bilgisi, belgesi, sertifikası, diploması olmayan iş yerlerine tamir için gitmeyin.”
 
Ali Özdemir
***
Doğduğun yer değil doyduğun yer
 
“Feridun Ağabey, biz bir gurbetçi aileyiz. Ben yedi kardeşin sondan ikincisiyim. Burada çok zor şartlarda çalışarak hayata tutunan bir ailenin Hollanda’da doğmuş çocuğuyum. Ailem anam babam bizlere her türlü zorluğa rağmen Türkiye’yi unutturmamak için çok emek verdi. Bunu büyüyünce anladık. Bayram günlerimizi, kandil günlerimizi, cuma namazlarını her şeye rağmen bir hayat düsturu olarak bize öğretti. Biz burada yılın on bir ayını, o bir aylık Türkiye tatiline gitmek için geçiren tatilciler gibiyiz. Burada artık her türlü imkânımız var iken yine de köyümüzdeki mutfağı devam ettiriyoruz. Yine yöresel çorbalarımızı içiyoruz, yine tencere yemeklerimizi, sarmalarımızı, dolmalarımızı yiyoruz. Hatta Hollandalı komşularımızla da paylaşıyoruz. Onlar bu yemekleri bilmediği için çok beğeniyorlar. Çok samimi dostluklarımız var… Ama her şeye rağmen ille vatan ille vatan diyoruz. Vatan hasretini hiçbir şey dindirmiyor. Buradan sizin aracılığınızla diyorum ki Türkiye’de yaşamak Türkiye’de yaşayan kardeşlerimiz için önemli olmayabilir ama onun kıymetini değerini bizim gibi gurbette yaşamadıktan sonra anlayamazsınız. Bırak gel denilebilir ama rızık kapısı… Doğduğun yer değil doyduğun yer demişler. Bu vesileyle bütün okuyucularınıza güzel ülkemin güzel insanlarına Hollanda’dan selam… ”
A. Hamdi Şahin – Hollanda
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.