Unutulan değil, bırakılan mendil, beni ağlattı...

A -
A +
Feridun Ağabey, size bir fotoğraf gönderiyorum. Bu fotoğraf, Metrobüste bırakılan bir kâğıt mendil. O kim ise bu mendili kullanmış sonra da oturduğu koltuğun cam kenarına bırakıp gitmiş. Bu resmi ve duygularımı size göndermemin sebebi tarihte herkesin örnek gösterdiği beyefendisine Bağdat’tan Şam’dan Mısır’dan insanların hayran kaldığı “İstanbul Beyefendisi” denildiği İstanbul’u düşündüm… Aynı şekilde hanımefendilerine “Osmanlı kadını” denilerek nezakette ve kibarlıkta görgüde bir zirve olarak dile getirildiği İstanbul’u düşündüm...
Unutulan değil, bırakılan mendil, beni ağlattı...
 
Bırakınız herhangi bir hakareti kötü sözü, birbirine karşı en ufak bir incitici söz söylemekten kaçınan zarif ve kibar insanların yaşadığı İstanbul’u düşündüm. Sokaklarda her türlü boş yiyecek içecek kutuları, sigara izmaritleri bir taraftan, insanların büyük çoğunluğunun sokakta değil kendi evinde bile olmayacağı hâl ve hareketlerle kendinden başka kimse yokmuş gibi davranışları bir taraftan bütün ümitlerimi yok ediyor. Evet, İstanbul yerinde duruyor ama İstanbullu kalmamış… Ve son nokta, artık sokaklar da neyse derken sildiği mendili oturduğu koltukta bırakıp gidecek kadar nezaketten, sorumluluktan, ayıptan mahrum kimselerin yaşadığı bir kent olmuş… Biz gelecekle ilgili büyük hayaller besleyebiliriz. Güzel düşünceler içinde olabiliriz… Ekonomide, sanayide, teknolojide yatırım ve istihdamda başarılı atılımlar gerçekleştirebiliriz… Bütün bunlar için emeği geçenlere teşekkür ederiz. Ama mümkünü var ise insanımızı, toplumumuzu birbirine saygı gösterecek, yaşadığı yerde kendinden başkalarının da var olduğunu hesap edecek bir nesli de yetiştirerek…
         Hakan Gönenç-İstanbul
 
 
Özel hastaneye mecbur muyum?
 
Feridun Ağabey, ehliyetimi değiştirmek maksadı ile Sağlık Ocağına rapor almak için müracaat ettim. Göz ve nöroloji uzmanı olmadığı için rapor verilemediği söylendi. Devlet hastanelerinden zaten randevu alamıyoruz. Özel hastanelerin fiyatları ise anormal derecede arttı. Ben bir vatandaş olarak özel hastaneye mecbur olmamam gerektiğini düşünüyorum. Ancak çözüm bulamıyoruz. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca 2 ay içerisinde randevu problemini çözüme kavuşturacağız şeklinde açıklama yaptı. Bu süre sonunu mu beklemek zorundayız? Yıl sonunda ehliyet değiştirme süresi bitiyor. Bugüne kadar Sağlık Ocağından rapor alınarak verilen ehliyetler var. Onlar ne olacak? Hatta başkalarına soruyorum. “Biz daha yeni Sağlık Ocağından rapor alarak ehliyetimizi değiştirdik” diyorlar. Bütün Sağlık Ocakları aynı statüye tabi değil mi? Ayrıca her şey çipli kimlik kartta olduğuna göre tekrar ehliyete ne gerek var? İyi çalışmalar diler, saygılarımı sunarım.
          Osman Algül
 
 
Sadece çocuğunuzu suçlamak haksızlık olur
 
“Feridun Ağabey, benim çocuğum bir kreşe gidiyordu. Üç seneden beri hemen her gün oradan telefon gelecek, çocuğumun bir yaramazlığını bana söyleyecekler diye yüreğim ağzımda bekliyordum. Nihayetinde çocuğum öğretmenine vurmuş ve 'seni sevmiyorum' diyerek okulda problem çıkarmış. Dört beş yaşındaki bir öğrenci nasıl olur da öğretmenine vurur. Bir öğretmen nasıl olur da çocuğuna hâkim olamaz. Sonra da her defasında bize oğlunuz çok yaramaz diye şikâyette bulunur. Oysa sabahleyin veya bizim yanımızdaki mutlu çocuk akşam kreşten geldiğinde nasıl olur da bu kadar stres yüklü ve huzursuz gelir. Çocuğumuz mu yaramaz yoksa çocuğumuzu kontrol edemeyen bir okulla mı karşı karşıyayız? Bu konuda bir fikir verir misiniz?” diyen İstanbul’dan “Anne” rumuzlu okuyucumuz, bu konuda bizim söz konusu okul hakkında konuşmamız hem doğru olmaz hem etik olmaz. Ancak genel bir bilgi vermek gerekirse beş yaşındaki bir çocuk öğretmenine vurabiliyorsa iş o dereceye gelene kadar o süreçte neler yaşandığı çok önemlidir ve irdelenmesi gereken bir detaydır. İkincisi o öğretmen ile çocuğunuzun arasında herhangi bir sevgi saygı bağı kalmamış demektir. Üçüncüsü de bir öğretmen, beş yaşındaki bir çocuğu kendine vuracak derecede kontrol edemiyorsa burada sorunu sadece çocukta aramak ve onu yaramaz kabul etmek çocuğa haksızlık ve kolaycılık olur. F.A.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.