Biz hepimiz birbirimizin aynasıyız aslında

A -
A +
 
 
“Feridun Ağabey, içinde yaşadığım toplumda her gün artan toplumun genel ahlak ve kurallarına uygun olmayan davranışlar bizi gerçekten rahatsız etmekte. İnanın artık ailemizle sokaklarda rahat yürüyemez, parklarda rahat dolaşamaz evlerimizde rahat oturamaz olduk. İnsanlar gençler, yaşlılar çocuklar konuşurken o kadar ağzı bozuk konuşuyorlar ki şaşırmamak elde değil. En küçüğümüzden en büyüğümüze dizilerde filmlerde yeni moda (affedersiniz) belden aşağı pervasızca küfür ve argo konuşmak. Ve bu toplum normlarına seviye kaybettiren üslubun herhangi bir caydırıcı karşılığı yok. Allah aşkına bu millete ne oluyor? Nasıl bir eğitim nasıl bir terbiye ahlak anlayışımız var, neredeyse hiçbiri kalmamış. Burada kadını erkeği çoluk çocuğu yaşlısı genci fark etmiyor. Ar damarımız mı çatladı ne? En ucuz şey mahremiyet… Hani bizim Kurtuluş Savaşında övündüğümüz Sütçü İmam’a ne oldu? O ki din iman namus uğruna düşmana karşı koymuş ve kahramanlaşmıştı... Yine bazen internette bir şeylere bakıyoruz. Mesela bir haber… Altında yorumlar var, küfürler dolu… Haber mi okuyoruz küfür yorumlarını mı belli değil!.. Devlet milleti şefkat ve korku ile idare eder. Bunlar adaletin uzantısıdır ve milletin huzurunu korumakla mükelleftir. Küfredenlere yasal cezalar uygulansa para cezası gibi, Aile-Millî Eğitim Bakanlığı Diyanet İşleri ve ailelerden destek alınmalı. Sayın Meclis Başkanımız ve diğer Meclis üyelerinin düşüncelerimi değerlendirerek gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla” diye dert yanan İstanbul'dan  Musa İshakoğlu isimli değerli okuyucumuza;
Yazınızın başında da belirtmişsiniz genel bir durumu getiriyorsunuz. Toplumun tamamını mı cezalandıracaksınız? Bu insanlar bu halk bizim hepimizin. Biz hepimiz bir araya gelerek bu toplumu bu cemiyeti oluşturuyoruz. Ve her birimiz birbirimizin aynası durumundayız. Bahsettiğiniz kurumlarımızın bakanlıklarımızın sivil toplum örgütlerimizin, akademik çevrelerin hepimizin bu konuya kafa yorması önerinize katılıyoruz ama ceza uygulaması getirilsin önerinizi çözüm olarak görmüyoruz. Selamlar... F.A.
 
 
Unutulan yardımlaşma ve mezarlıkta pide dağıtma geleneği
 
“Feridun Ağabey, 1970’li yıllarda, ilkokula giderken, cuma günleri ninem (ebem) kapaklı bir bakır tabağa koyduğu yemeği (Artık Allah ne verdiyse nohut, fasulye, patates, soğan, semizotu, pancar, lahana, pırasa vb.) elime tutuşturur ve “Bunu filanca komşumuza ver gel” derdi. O vakitler bunun sebebini anlayamazdım. Şimdi 50’li yaşlara ulaşınca, köyümüzdeki bu mükemmel yardımlaşma geleneğinin neden yok olduğuna hem çok üzüldüm hem sebebini anlamaya çalıştım. 1400’lü yıllarda Orta Asya’dan geldiğini bildiğim köydeki mütevazı atalarımız kadim geleneklerini 1980’lere kadar yaşattılar. Magazin temelli çöp medyanın öte yandan sınıfta kalmanın olmadığı eğitim örgüsünün bizi getirdiği yer sadece tüketen, uyuyan, çok tatil yapan bir toplum oluşturmaya yöneliktir. Oysa yardımlaşma bizim genlerimizde var olan kadim bir gelenektir...
Ve Anadolu’nun birçok yerinde cenaze evine kimi yerde üç gün kimi yerde bir hafta yemek yaptırmaz, uzak yakın komşular o süre içerisinde sırayla yemek yapıp cenazeevine götürürlerdi. Şimdi bu gelenek nereye gitti nasıl değişti bilemiyorum, son 1 yıl zarfında vefat eden 10 kadar kişinin cenaze defin merasimine katıldım. Önce camide mevlit okutuldu. Burada gülsuyu, şekerleme ikram edildi. Daha sonra mezarlığa gidildi. Defin işlemi yapıldı. 3-5 dakika sonra ise mezarlığın hemen kenarında 50-100 kişiye kıymalı pide ve ayran dağıtıldı. İnanın böylesine mide sefası içeren başka bir gelenek bilmiyorum. Çok kızan olacak ama bu geleneği reddediyorum. Zaten din adamlarımız da mezarlıkta ölü evinden yemek verilmesinin uygun olmadığını söylüyorlar. Gelenek ve göreneklerimiz hem birer birer kayboluyor hem birer birer yer değiştiriyor!”
        Ali Özdemir-Eğitimci Yazar
 
 
Çağrımız karşılık buldu
 
Sayın Feridun Ağabey, size de sıklıkla gönderdiğim, ara sıra köşenizde yayınladığınız çağrımız, Sivas ilinde karşılık buldu Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, yaptığı açıklamada, yeni doğan, okul öncesi ve okul çağı çocuklarını kapsayan “Ulusal Görme Taraması Programı Genelgesi’ni hazırlayıp 81 ile gönderdiklerini kaydetti. Genelge ile bebeklerde ve okul öncesi dönemde yapılan görme taramalarını okul çağını da kapsayacak şekilde genişletildi” diye bize teşekkür eden ve söz konusu TC Sağlık Bakanlığı, Ulusal Görme Taraması Programı Genelgesi ile birlikte uzunca prosedürü bizimle paylaşan 20. Bölge Kuzeydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası Başkanı Taylan Küçüker Beyefendi’ye biz de teşekkür ediyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.