Atadan kalma; usta-çırak...

Günümüzde altın bilezik dediğimiz meslek (zanaat) sahibi olmak için çaba sarf edenlerde azalma oldu. Çırak olarak başlayıp, usta olarak yetişenlerin, belli bir çizgiyi takip edenlerin o daldaki ömrü uzun ve başarılı oluyor. Güreşte, başta yağlı olmak üzere bu çok görülüyor. Hitap şekilleri de "Usta", "Çırak" şeklinde oluyor. "Usta/Çırak" ilişkisi, geleneksel olarak, örf, adetlere uygun ama daha çok Anadolu'da sürmekte... Ata sporumuz güreşte de, yağlı güreşin dışında da minderde yetişen önemli şampiyonlarımızın, şampiyon çırakları ve ustaları hep oldu (Antrenör dışında). Ama son yıllarda bunda da azalma oldu. Birkaç örnek verelim; Nazmi Avluca'nın ustası M. Akif Pirim, Selçuk Çebi'nin ustası Mehmet Özal, Ali Özen'in in ustası İsmail Nizamoğlu, Fatih Bakır'ın ustası Şaban Donat, Hakkı Başar'ın ustası Selami Karakuş gibi... Şampiyonların, usta/çırak ilişkileri var da hakemlikte yok mu? Güreş hakemliğinde de bu ilişki uluslararası en üst düzeyde gerçekleşti. Öncelikle belirtmemiz gereken; Bizzat Başkan R.Martinetti ve FILA yetkililerinden de kaç kez övgü ile işittim; "Türk hakemleri dünya güreşinde çok başarılı. En zor müsabakaları onlara veriyoruz" diye... Kanıtı da son yıllarda Ender Büyükerşen, İbrahim Cicioğlu ve Bekir Çeker'e verilen "Altın düdük" ödülleri... Geçen hafta içersinde FILA Hakem Komitesi, ABD'li, İsviçreli hakemlerle beraber, bizden de Ender Büyükerşen'i yaş haddi nedeni ile emekliye ayrıldı. İlk bakışta bizim açımızdan üzücü bir haber. Yaklaşık 40 yıldır hakem, MHK Başkanı, FILA'da "Instructor" olarak tam 17 yıl görev ve 8 yıldır da dünya güreşinin hakem komitesinde başarılı ve düzgün bir performans çizen Ender Büyükerşen'e teşekkür borçluyuz. Büyükerşen de yukarıda belirttiğim gibi çıraklar yetiştirdi. Bunların içinden Doç. Dr. İbrahim Cicioğlu en istikrarlı olanlardan biri. Yakın zamanda Cicioğlu'nun, FILA'da Ender Büyükerşen'in yerini alacağına yürekten inanıyorum.