Boğaziçi Dayanışma Grubu'nu FETÖ mü yönetiyor?

A -
A +

Gezi olaylarını hatırlarsınız. Seçilmiş meşru hükûmeti sokak olaylarıyla devirmek için kurulmuş bir tezgâhtı. Hükûmet ve o zaman Başbakan olan Tayyip Erdoğan bunun farkındaydı. 
Gene de talepleri dinledi hükûmet. Fakat heyhat karşımıza, “Üçüncü Köprü’den vazgeçin, Yeni Havalimanı’nı yaptırmayın, mega projeleri boşverin” istekleriyle geldiler. Ağaç kesmeyin demekle 3. köprüyü yapmayın demenin ne ilişkisi vardı. Anlamak mümkün değildi!.. 
Şimdi de Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör istemiyoruz, diyerek işe koyulanlar başka hedeflerle yola devam etme niyetindeler. Ama bu niyetin amacı ne belli değil. Öğrenci ve akademisyenlerin “Melih Bulu’yu istemiyoruz" demesi belki bir yere kadar tamam anlaşılabilir. Ama teröristler işe karışınca, “Katil Polis” diyenlerin sayısı artınca, “Kâbe-i Muazzama”ya saldırılınca işin rengi değişir...
Sürekli olarak ortamı geriyorsunuz diyerek kutuplaşmadan şikâyet edenler Melih Bulu’nun Boğaziçi’ne kayyum atanmasını tüm üniversite ve ülkeye yayma derdindeler. Yunanistan, Belçika gibi ülkelerde bile “kayyum rektör istemiyoruz” gibi abuk subuk protestolar başladı. Bu ülkelerdeki vatandaşlar bizdeki bir üniversiteye rektör atanmasından niye rahatsız olurlar ki?
Boğaziçi Dayanışma diye bir grup varmış. Ee, bunlar Erdoğan’a mektup yazmışlar. “Melih Bulu’yu istemiyoruz” diyecekler diye beklerken meğer bu arkadaşların başka istekleri varmış. “HDP Genel Başkanını hukuksuz bir şekilde hapishanede tutuyorsunuz. Gazetecileri de sendikacıları da..” Katil ve terörist Demirtaş’ı bırakın diye kim der. PKK’lılar ve FETÖ’cüler!.. Demirtaş’la Boğaziçi rektörü arasında nasıl bir ilişki var anlamak mümkün değil. 
Boğaziçi Dayanışması hızını alamamış, devam etmiş: “Hrant Dink katledildiğinde istifa ederdiniz! Soma'da 301 madenci katledildiğinde istifa ederdiniz! Roboski'de 34 Kürt öldürüldüğünde istifa ederdiniz! Çorlu'daki tren kazasından sonra istifa ederdiniz! Başta KHK'lar olmak üzere, işsiz bıraktığınız ya da iş bulamayan binlerce yurttaşın geçim derdini görüp istifa ederdiniz!” 
İnsanda biraz utanma olur. Hrant Dink’in katledilmesine göz yuman FETÖ’dür. Siyasetle en alakasız kişi bile bunu bilir. Roboski’deki olay TSK içindeki FETÖ’cülerin işiydi. Hele hele KHK’lıları savunmak ancak ve sadece FETÖ’nün işidir. Devletin içinden sökülüp atılmış FETÖ’cüleri KHK kılıfıyla savunmak normal birinin yapacağı iş değildir. Haksızlığa uğramış KHK’lı var demek ayrı bir şey ama KHK ile atılmış çoğunluğu FETÖ’cü ve az sayıdaki PKK’lıya kol kanat germek FETÖ işidir. 
Melih Bulu üzerinden olayı nerelere getirdiler. Bari “15 Temmuz kontrollü darbe” deyin de iş tamam olsun... Bir el düğmeye basıyor ve birileri hemen harekete geçiyor. Olayları bütün ülkeye yaymak istiyorlar. Rektör meselesini KHK ve Demirtaş’a kadar getiriyorlar. 
Çok dikkatli olmak lazım. Boğaziçi Dayanışması’nın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yazdığı mektup buram buram FETÖ kokuyor. Argümanların hepsi FETÖ ağzıyla yazılmış. TSK içerisinde FETÖ temizlenmeye devam ediyor ama akademi ve sivil toplum ayağının yavaş gittiği muhakkak. 
Ben hâlâ akademideki FETÖ temizliğinin çok az olduğu kanaatindeyim. 165 bin akademisyenden sadece 5 bin (bunların bir kısmı idari personel) FETÖ’cü sizce de az değil mi? Bence az. En çok yatırımı eğitim ve orduya yapmış bir terör örgütünün özellikle akademideki varlığına dikkat etmek lazım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.