Orta Doğu'da "liberaller": Bir hayat biçimi olarak liberalizm

A -
A +
Geçtiğimiz hafta sonu Liberal Düşünce Topluluğunun (LDT) geleneksel kongresi Ürgüp'te gerçekleştirildi. LDT 1994'ten beri Türkiye'de liberalizmi akademik olarak çalışan bir düşünce topluluğu. Bu konuda alanında tek. LDT'nin Türkiye'de liberalizmin tanınması konusunda en önemli katkıyı yapan kurum olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.
Kongre'nin Orta Doğu'da Demokrasi ve Özgürlük Panelinde, "Orta Doğu'da Liberaller" üzerine bir sunum yaptım. Tahmin edebileceğiniz üzere kongrenin en kısa sunumu buydu (Cumhuriyet "gazetesine" özel not: Yazar burada bir espri yaparak, Orta Doğu'da liberalizmin yaygın olmadığına ve liberal düşünür ve siyasetçilerin az sayıda olmasına ironik bir gönderme yapıyor.)
Evet, Orta Doğu'da liberalizm en popüler siyasi akım değil. Liberal partiler stadyumlarda kongre yapmıyor, tek başına iktidara yürümüyor. Hatta ve hatta siyasetin de ötesinde, Orta Doğu'da liberalizm düşünsel olarak da zayıf. Türkiye de dahil olmak üzere, birçok Orta Doğu ülkesinde entelijansiya hâlâ arkaik bir 3. dünya solculuğunun hakimiyetinde. Liberal düşünürler üzerine akademik çalışmalar zayıf, liberal kanaat önderlerinin sayısı oldukça az.
Fakat diğer yanda, sayıları ve etkileri az da olsa, Orta Doğu'da liberallerin tavrı ve siyasi duruşları özellikle uluslararası kamuoyunda epey merak ediliyor ve belirleyici oluyor. Mısır darbesini hatırlayalım. Darbe öncesinde ve sonrasında en çok konuşulanlardan biri, Mısırlı "liberallerin" darbeye karşı aldıkları tavırdı. Mısır'da liberallerin darbeyi desteklemesi bazı yorumcuları şaşırtmış, bazılarına ise darbeyi meşrulaştırmak için gerekçe vermişti.
Lakin burada bir soru sorulmalı... Orta Doğu'da liberaller denilince kimler kastediliyor, kimlerden bahsediliyor?
Bu sorunun cevabı aslında bir hayal kırıklığı. Zira Orta Doğu'da liberaller denilince genellikle kastedilen kişiler doktrinel anlamda liberaller değil. Hatta ve hatta kendilerini liberal olarak adlandırmayan insanların bile uluslararası medyada ve kamuoyunda liberal olarak tanımlandıklarına şahit oluyoruz. Bir örnek vermek gerekirse, New York Times gazetesinin Gezi olayları sırasında yayınladığı, "Türkiye'de liberallerin yolu AK Parti ile ayrılıyor" başlıklı makalede, yolu AK Parti ile ayrıldığı iddia edilen ve alıntılanan kişilerin hiçbiri kendini liberal olarak tanımlamıyordu.
Orta Doğu'da liberal denilince aslında kastedilen prototip seküler ve Batı tarzı hayat tarzı olan (adını tam koymak gerekirse: kendisinin veya eşinin başı açık olan ve içki içen) kişiler. Bu anlamda liberal olarak tanımlanan kişilerin John Locke'u okumuş olması, John Rawls'tan etkilenmesi veya Friedrich Von Hayek konusunda uzman olması gerekmiyor. Akıcı bir İngilizce'ye sahip olmak, şık görünmek ve Batı yanlısı olmak, Orta Doğu'da liberal olmak için yeterli.
Peki ne diyor bu "hayat tarzı liberalleri"? Bölgeyi nasıl okuyor, nasıl bir katkı sunuyor literatüre?
Bu sorunun cevabı da ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığı...
Amerikan akademik çevrelerinde uzun zamandır demode olarak görülen modernizasyon teorisinin klişe aksiyomlarını dile getirmekten öteye gidemiyorlar. Yıldıray Oğur'un son derece güzel ifadesi ile demokrasiyi bir Starbucks şubesi olarak görüyorlar. Dedelerinin 19. yy'da yaptığı copy-paste reformculuğu bugün de aynı şekilde savunuyorlar. Düşünsel bir kolaycılık içinde "Batı'dan ithal edelim olsun bitsin" dışında pek bir şey söylemiyorlar. Daha da vahimi "siyasal İslamcılığı" temel problem ve düşman olarak görüp, Orta Doğu'da Baasvari veya Kemalist despotik devlet geleneğini ehven-i şer olarak savunuyorlar. Bölgede otoriteryenizmin kökenini tartışmıyorlar.
Yerli bir bilgi üretimi gerçekleştiremiyorlar. Bu yüzden yerli bir siyaset de üretemiyorlar.
Sonuç olarak Amerikan think-tank çevrelerinde bayat analizler ile Orta Doğu'ya ilişkin oryantalist klişeler konusunda "iman tazelettirmek" dışında bir fonksiyon da üstlenmiyorlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.