Elektrikte spot piyasaya stop!

A -
A +

Hiçbir şey anlamadınız değil mi?

Vallahi ben de yeni anlamaya çalışıyorum.

Ne yaşadık biz?

Yaklaşık 15-20 gündür vatandaş evine ve iş yerine gelen yüksek elektrik faturasıyla cebelleşip feryat ederken, her kafadan bir ses çıkmaktaydı. Bir yandan 'Artiz' taifesi elektrik faturalarını paylaşıp cıvıklık yaparken, konuşması gerekenler susmaktaydı. Onlardan biri de EPDK, yani Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu’ydu.

Ortaya atılan iddialar üzerine sonunda açıklama yapma mecburiyeti hissetti EPDK.

Tartışma ve iddia şuydu:

“Özelleştirilen dağıtım şirketleri elektriği kamudan 32 kuruştan alıp 1 lira 75 kuruşa ya da 2 liranın üstünde satarak yüzde 300-350 oranında kâr etmekteler.”

EPDK bu iddiayı yalanladı.

Anlaşılır dille izah etmeye çalışayım:

-Elektriği vatandaşa, özelleştirilmiş 21 Dağıtım Şirketi değil, GÖREVLİ TEDARİK ŞİRKETLERİ (GTŞ) satıyordu. Dağıtım Şirketleri ise enerjinin taşımacılığını yapmaktaydılar.

-Kamunun elinde yalnızca Enerji Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) vardı üretim yapan. O da toplam enerjinin yüzde 20’sini üretiyordu. GTŞ’ler toplam üretilen elektriğin yalnızca yüzde 20’sini EÜAŞ’tan ve 32 kuruşa satın alıyordu ama kalan yüzde 80’lik miktarı ise SPOT PİYASALARDAN temin etmekteydi. Bunun fiyatı da 150 kuruş olarak ÖNGÖRÜLMÜŞTÜ.

-Böylece 150 kuruş+32 kuruş toplamından elde edilen AĞIRLIKLI ORTALAMA ENERJİ ALIM FİYATI kilovatsaat başına 125 kuruş civarında oluyor, GTŞ’ler de bunun üzerine EPDK’nın belirlediği yüzde 2,38’lik kâr payını ekleyerek vatandaşa satıyorlardı.

Çok güzel, gayet iyi anladık da SORULARIM var benim:

1-SPOT PİYASA nedir? Neden var?

2-Toplam elektriğin yüzde 20’sini EÜAŞ üretiyorsa kalan yüzde 80’ini kim üretiyor?

3-GTŞ’lerin SPOT PİYASA’dan elektriği 150 kuruşa alacağı kim tarafından ÖNGÖRÜLMEKTE? Neden o fiyat öngörülmekte?

 

NEDİR BU SPOT PİYASA?

 

1990’larda başlayan elektriğin özelleştirilmesi süreci 2001 yılında ve nihayet 2013 yılında çıkarılan Enerji Piyasaları Kanunu (EPK) ile tamamına erdirildi. Böylece ELEKTRİK TEDARİKİ HİZMETİNİN KAMU HİZMETİ OLDUĞU FİKRİ TAMAMEN TERK EDİLEREK, sektörün üretim, toptan satış ve perakende satış aşamaları REKABETE açıldı.

Ardından elektrik enerjisinin birbirinin içine girmiş bir sürü tarifeyle SPOT PİYASASI denilen, ticari bir mal gibi alınıp satılabildiği ENERJİ BORSASI oluşturuldu.

 

EPDK’NIN BİLMESİ GEREKEN

 

Vatandaş ne SPOT PİYASA anlar, ne gün içi piyasası ne de gün öncesi piyasası…

Evine gelen faturaya bakar. Toplam bedelin ne kadarını EÜAŞ’den almış, ne kadarını SPOT PİYASA’dan temin etmiş umurunda değildir.

Ama GERÇEK SEBEP bellidir:

Bir kamu hizmeti olması gereken elektrik üretim, dağıtım ve tedarikinin ÖZELLEŞTİRMESİ!

Demek ki özelleştirme olmasaydı, devlet vatandaşa elektriği 32 kuruş yerine örneğin 60 kuruştan satar, kendi de zarar etmezdi, vatandaş da.

 

GERÇEK FAİL DE BELLİ

 

FAİL“Elektrik faturamı ödemiyorum” diyerek yine tahrikte zirve yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ahlatlıbel Zirvesi”nde yan yana geldiği ittifak ortağı ALİ BABACAN’dan başkası değil. Çünkü elektriğin özelleştirilmesinin mimarı bizatihi o.

Diyeceksiniz ki: “Erdoğan da Başbakan’dı ve izin verdi.”

Doğru, keşke vermeseydi ve o küreselci finans lobisinin temsilcisine dur deseydi.

Sonuçta özelleştirmeden geri dönülmesi için geç kalınmış değil. En azından kamunun payını yüzde 70’lere çıkarmak mümkün.

Elektrik üretiminde yüzde 40 civarında dışa bağımlıyız ne yazık ki hâlâ. En büyük maliyet girdisi de doğalgaz ve Türkiye’nin altı kömür kaynıyor ama ithal kömür. Hem fiyatları artıyor hem de artan döviz fiyatlarına endeksli. Çift yönlü kazık. Yenilenebilir enerjinin payının yüzde 20’lerden yüzde 40’a çıkması, hidroelektrik santrallerinin payının Yusufeli gibi devasa barajlarla artması sorunumuzu büyük ölçüde çözecek ama özelleştirmenin dayattığı sorun yine her krizde karşımıza çıkacak. Bu nedenle en iyi çözüm, kamunun payını artırma.

 


"Nerede bu devlet?"

 

1990’larda televizyon programlarına yansıyan her sorunda röportaj yapılan vatandaşlar böyle feryat ederdi:

"Nerde bu devlet, nerede hükûmet!"

Hatırlarsanız pahalılığı özel bir gayretle tetikleyen zincir marketlerin, iş birliği içinde kartelleşmesi üzerine durumu tespit eden Rekabet Kurulu 2,7 milyar lira cezayı basmıştı. O vakit “Devlet geri geldi” diye başlık atmıştım.

Devlet şimdi de elini taşın altına koydu ve KDV’yi yüzde 8’den yüzde 1’e indirdi.

Ama ne oldu?

Zincir marketler önceden haber alıp önce ürünlerine yüzde 10 zam yaptılar, ardından da uygulama başladığında yüzde 7 indirime gittiler.

Şaşırdık mı? Hayır.

Yücel Koç bunu yazmıştı önceki gün zaten. 38,9 lira olan yumurtayı önce 45,9 liraya çıkarıp KDV indirimiyle birlikte 42.95’e çekmişler fiyatı.

Bunun tek bir adı var: SAHTEKÂRLIK!

Yani bunlara yalnızca kartelleşmeden değil, ahlaksızlık ve sahtekârlıktan da ağır yaptırımlar uygulanmalı.

Üstelik sattıkları mallara yüzde 150’yi aşan zamlar yaptılar, depolarda çalışan işçilerine utanmadan yüzde 8 zam yapacak kadar da barbarlar.

Ya bunların oyununu bozmak amacıyla kurulan Tarım Kredi Kooperatiflerine bağlı Kooperatif Marketlere ne demeli?

Dün Yazar Emin Pazarcı paylaştı fotoğrafıyla.

Zincir marketlerde 42,95 lira olan yumurta Kooperatif Markette 52,90 lira.

Emin Pazarcı yeni keşfetmiş, ben aylardır yazıyorum Kooperatif Market rezaletini!

İnsanın “Nerede bu devlet” diye bağırası geliyor inanın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.