Tehlike BÜYÜK

A -
A +

Ayakta durmakta zorlanan ünlü oyuncular... Ellerindeki sigara ve içki kadehleriyle daha güçlü gibi gösterilen dizi kahramanları... Ekmek arasında satılan uyuşturucu maddeler... Okul kantinlerine kadar giren haplar... Daha da çoğaltabiliriz bu başlıkları... Tehlikenin ne kadar büyük olduğu apaçık ortada! Türkiye son yıllara kadar uyuşturucu için bir transit yolken, sahip olduğu genç nüfusla uyuşturucu mafyası tarafından 'üs' olarak görülüyor artık. Sonuç: Sigaraya başlama yaşı 10, alkole başlama yaşı 11, uyuşturucuya başlama yaşı 12! Oranlar ise daha da ürkütücü! İşte bu yüzden "Hiç başlamamak en iyisi, ne kadar gencimizi kurtarabilirsek o kadar kârdayız" diyor Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. M. Necati Özfatura. Türkiye'nin en eski sivil toplum örgütünün başındaki Özfatura'yı gazetemiz okurları yazıları ve kitaplarından zaten yakından tanıyor. Yeşilaydaki görevine yıllar önce Genel sekreterlikle başlayan Özfatura; geçtiğimiz günlerde yayınladıkları rapordaki bazı rakamların abartılı bulunsa da öyle olmadığını, devletin resmi kurumlarının yaptırdığı istatistiklerin sonuçlarını ortaya koyduklarını söylüyor: > Ürkütücü rakamlar - Biz Eğitim Sendikası'nın ve Sağlık Bakanlığı'nın raporlarından hareket ettik. Türk Eğitim Sendikası'nın 2005 yılında 40 ilde 13 bin 430 öğrenci (9-17 yaş) arasında yaptığı ankete göre, yüzde 16'sı sigara, yüzde 11'i alkol (devamlı), yüzde 2.9'u uyuşturucu kullanıyor (bu yüzde 3 demektir). Ortaöğretimdeki talebe sayısı 15 milyon, onun da yüzde 3'ünü hesaplarsak 450 bin gibi bir rakam çıkar. Sağlık Bakanlığı'nın 1995'te 45 ilde yaptığı araştırmada da sigara kullananlar 15.7, alkol kullananlar 23.6 (öğrenciler arasında devamlı alkol kullananlar), uyuşturucu kullananlar da 2.56 olarak tespit edilmiş. Rakam aşağı yukarı belli. Yani "ilaç" kullananları da dikkate alırsak, biz Türkiye'de 4 milyon "uyuşturucu ilaç" kullanan olduğunun tahmin edildiğini raporumuzda ifade ettik. Ayrıca devletin de istatistikleri var. Sadece İstanbul liselerinde son 3 yılda ecstacy kullanımı yüzde 300, eroin kullanımı yüzde 100 artmıştır. Dolayısıyla ülkemizde uyuşturucu kullanımı maalesef çığ gibi artıyor. "Günde bir kadeh içse de bu arayışına mani olamayıp, her gün bir kadeh alkol alıyorsa, bu kişi alkoliktir" diye tanımlıyor bilim adamları.Türkiye'de 25 milyon alkol kullanan var, bunun 7 milyonu devamlı kullanan alkolik insanlar. Uyuşturucu kullananlar da 4 milyon. Şimdi 2007 raporumuzu hazırlamaya başladık. O raporda hangi kaynaklara dayanarak bu verileri açıkladığımız, alıntılar ve isimler yer alacak. > "Bize gelir lazım" > Tehlike bu kadar büyümüşken, bu konuda mücadele için kurulan en eski dernek olan Yeşilay neler yapıyor? - Yeşilay cemiyeti 5 Mart 1920'de İstanbul işgal altındayken kurulmuş. İşgal güçleri, vapurlar dolusu alkollü içki ve uyuşturucu madde getirip gençlere dağıtmaya başlayınca, o dönemdeki ileri gelen aydınlar tehlikeyi fark edip, mücadele için bir dernek kurmayı kararlaştırmışlar. Sizin de malumunuz olduğu gibi, hizmetle imkan doğru orantılıdır. Faaliyetlerimizin yüzde 70'i, hatta yüzde 80'i kaynak aramakla geçiyor. Geçen sene 1 milyon afiş basmayı hedefliyorduk, ancak 125 binini temin edebildik. Çok yere gittik, çok iş adamıyla, sanayiciyle, kurumla görüştük, afişimizi gösterdik, gençlerimizi korumak, okullarımıza dağıtmak için bu afişi basmak istiyoruz dedik. Kimi yer 5 binini bastırırım, kimisi 10 binini bastırırım dedi. Bu şekilde uğraşarak o sonucu alabildik. Okullarda veya fabrikalarda konferanslarımız devam ediyor. Son iki yılda İstanbul'da 200'ü aşkın okulda konferans verdik. Tabii bu arada şubelerimiz de harıl harıl çalışıyor. 10 bine yakın öğretmene seminer verdik. Okullarda Yeşilay kolları var, biz bunlara ayrıca bir kimlik vereceğiz. Yeşilay Gençlik Kurulu üyesidir diye. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile de anlaşmamız oldu. İBB'nin spor sahalarında bu kimliği gösterdiği vakit her türlü spor imkanından faydalanabilecek. Bu yönde özendirici bir çalışmamız var. > "Hiç yardım almadık" > Bu kadar eski bir sivil toplum hareketinin maddi imkansızlık içinde olması gerçekten üzücü. - Evet, sadece kendi yağımızla kavrulmuşuz. Arkadaşlar kendilerine düşen hizmeti yapmışlar. Selahattin Bey'in 40 senesi var. Bine yakın raporu ilgili yerlere göndermiş. Yeşilay'ın bir iş hanı var. Birinci ve ikinci katı kiraya verdik. Bir de en üst katı ve altında bir dükkanı kiraya verdik, bütün kira gelirimiz bu. Devletten bu güne kadar hiç yardım almadık. Sadece Boğaziçi'nde yapılan "sigaraya hayır" koşusu için defalarca muhtelif yerlere gittik. "Bunu bizim adımızla yaptınız" yani "sigaraya hayır" koşusu yaptınız diyerek. İştirak eden her kişi 5 YTL veriyormuş, 14 bin YTL toplanmış, bize çekini verdiler. Eğer mecliste bir kanun teklifi yapılır da, tıpkı Kızılay gibi Çocuk Esirgeme Kurumu gibi, çeşitli şekillerde kaynak aktarımı olursa, daha çok hizmet imkanımız olur. > "Tehlike, ilgiyi artırdı" > Basının ilgisi nasıl? - Şunu açık bir şekilde ifade edeyim. Geçen seneye kadar, biz genel kurullarımızın toplantısında, Yeşilay haftası sebebiyle hazırladığımız raporlarda, basını, gazeteleri, televizyonları yeterli ilgiyi göstermiyorlar diye kınardık. Ama Aralık'taki son genel kurulumuzda teşekkür ettik. Son iki yıl içinde basında çok büyük ilgi var. Tehlikenin büyümesini gördüler. Netice itibariyle bu tehlikeyi duyurabildik ki, hükümette olsun, devlet yetkililerinde olsun birçok toplantı oluyordu, Yeşilay'ın adı bile geçmiyordu. Maddi bir destek görmedik, ama artık meclis komisyonlarına kadar çağrılıyoruz, bizden dokümanlar isteniyor. 1980'deki askeri hükümet hariç, gelmiş geçmiş hükümetler içinde en fazla şimdiki hükümet bu konuya eğildi. > Televizyon dizilerinde sigara perdeleniyor, alkol pek çok sahnede, pek çok film kahramanının elinde özenilen bir şey gibi sunuluyor. - Özellikle alkol üzerinde bir yoğunluk var, maalesef alkol özendiriliyor. RTÜK de nazari dikkate alıyor, onların da böyle bir hazırlıkları var. Bu gibi özendirici şeylerin, yayınların çıkmaması lazım. Mesela Bakan Nimet Çubukçu da aynı şeyleri ifade etmişti; eskiden çocuğa ne olacaksın diye sorulduğu zaman, doktor olacağım, subay olacağım, hemşire olacağım derlerdi. Şimdi şiddet içeren filmlerin etkisindeler, Polat olacağım diyorlar. Tesir altında kalıyorlar muhakkak. > "Ahlaki çöküntü var" > Okullarda da tehlike gittikçe büyüyor. Geçtiğimiz günlerde ülkemizin sayılı kolejlerinden birinden basına yansıyan görüntüler dehşet vericiydi. - Bu, suyun yüzüne çıkan kısmı. Buzdağı gibi suyun altında daha büyük şeyler var. Bu sene Yeşilay raporlarında aktardığımız gibi, yakalanan uyuşturucu ancak piyasadakinin yüzde 10'udur. Yüzde 90'ı ya dışarıya doğru akmıştır veya içerideki tüketicilere ulaşmıştır. Bu bakımdan durum korkunç. Bedava hap verip alıştırıyorlar, daha sonra mal istediklerinde parası olandan para alıyorlar, olmayan ya satıcı olup o çarka giriyor ya da hırsızlık, kapkaç veya fuhuş yoluna düşüyor. Uyuşturucu bağımlılığı ahlaki çöküntüye de sebep oluyor. Mafyanın çalışma usulleri de değişik. Çoğunlukla lise öğrencisi bir delikanlı veya kız tespit ediliyor. Mesela zayıflamak istiyorsa, 'sen bu hapları kullan, zayıflamana yardımcı olacak' diyor. Veya bir sıkıntısı varsa, ailesiyle geçimsizliği varsa, bunu biliyor veya tespit etmişse bu yönden yaklaşıyor. 'Al bunları kullan, sıkıntını atar' diye bedava veriyor. Taa ki; o genç alışıp, kendisi isteyene kadar. O zaman 'yok' diyor. O noktada genç zenginse, evden aldığı parayla temin ediyor veya eşyaları satıyor. Fakirse 'torbacı' diye tabir edilen, o tezgah içinde satıcı oluyor. Ya da hırsızlık veya fuhuş yapıyor, para bulmak için... > Bağış yapmak isteyenler nereye başvuracak? - Yeşilay, Bakanlar Kurulu kararıyla "Kamu Yararına Çalışan" bir dernek olduğu için yapılan bağışlara yüzde 100 vergi indirimi uygulanıyor. Hesap numaraları: Garanti Bankası Yeşilyurt Şubesi; YTL 6299898, Dolar 9099551, Euro 9099552. www.yesilay.org.tr adresiyle ve SMS ile Yeşilay'a bağış yapmak mümkün. Turkcell faturalı hatlardan 2858'e boş bir mesaj gönderilince Yeşilay'a 5 YTL tutarında bağışta bulunuluyor. Anne babalar çocukların selameti bakımından zaman zaman sitemizi ziyaret edip oradaki bilgileri öğrensinler. Bu arada Yeşilay dergimize de abone olabilirler. Yıllık 60 YTL'dir. Yeşilay, gönüllüleriyle beraber faaliyetlerini daha da artıracaktır. > Geleceğimizi kurtaralım > ALKOL VE UYUŞTURUCU, ailedeki şiddeti artırıyor. Şiddet olayları Türkiye'de yüzde 58 ile ilk sıralarda. Dünya sağlık örgütünün raporlarına göre cinayetlerin yüzde 85'i, boşanmaların yüzde 80'i, trafik kazalarının yüzde 70'i alkolden kaynaklanmakatadır. > SİGARA, birçok hastalığın sebebi. Akciğer kanserinin büyük çoğunlukla sebebi sigara, ama akciğer kanseri olanların yüzde 30'u da hayatında sigara içmeyen kişiler, yani pasif içiciler. İş yerinde, evde başkalarının içtiği sigaradan etkilenenler. Türkiye sigara tüketimi ve sigaraya bağlı hastalıkların tedavisi için 8.5 milyar dolar harcıyor. > MAFYA, Türkiye'yi üretici haline sokmaya çalışıyor. Geçmişte Türkiye uyuşturucu maddenin bir güzergahıydı, ama şimdi bir nevi üretici! Emniyetin bütün çalışmalarına rağmen okul önleri adeta uyuşturucu satanların kuşatması altında. Bu konuda aile, medya, polis, devlet, Yeşilay ve diğer kuruluşlar iş birliği yapmalıdır. > TEDAVİ için Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle bir "SAM Merkezi" (Sigara Alkol Madde) açmak üzereyiz. Ücretsiz tedavi yapan bir merkez olacak, aletleri belediye temin edecek. Yer sıkıntısı giderildiğinde çalışmaya başlayacak. Şu anda da alkol ve sigarayı bırakmaları için tedaviye gönderdiklerimiz var. Gönüllü olarak destek veren bu merkezlerde alışkanlıklarından vazgeçip gelip teşekkür edenler, elimi öpenler oldu. Hiç başlamamak en iyisidir. Birçok yavrumuz zayi oluyor. Kaç kişiyi kurtarabilirsek kârdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.