Çok vahim bir durum!

A -
A +

Sovyetler Birliği'nin yıkılışından sonra, ABD'nin milletlerarası arenadaki davranışları, diplomatik ölçü ve nezaketten yoksun, son derece kaba ve fütursuzca, beynelmilel hukuku da, altında imzası bulunan anlaşmaları da hiçe sayan küstahça bir üslup içinde cereyan edegelmektedir!.. Özellikle 11 Eylül 2001 hadisesinden sonra Amerika'nın dış politikadaki hareketleri, zücceciye dükkanına giren fil misali, her şeyi kırıp döken bir trendde seyretmektedir. Amerika, uluslararası hukuk ilkeleri yerine pazu gücünü koyarak başlattığı Irak işgalinde, batağa saplanmanın verdiği telaş ve sinirle olaya başka ülkeleri de karıştırarak başarısızlığını ve haksızlığını kamufle etmek için çeşitli atraksiyonlarda bulunuyor. Bu atraksiyonların başında Türkiye'yi istediği politik rotaya sokmak için giriştiği baskı ve sindirme faaliyetleri geliyor. Bunun artık şüphe götürmez bir şekilde kesinleştiğini, 11 subay ve astsubayımızın eşkıyavari bir baskınla tutuklanıp götürülmesine bakarak söyleyebiliriz. İleri sürülen uydurma ve absürt gerekçeleri elimizin tersiyle bir kenara iterek, bu vahim olayı her yönü ile değerlendirmek durumundayız. Çünkü bu olay belki de Türk-Amerikan ilişkilerini bambaşka bir mecraya taşıyacak niteliktedir. Kuzey Irak'taki iki Kürt teşkilatını bütün Irak'ta hakim duruma getirerek kendine bağlı kukla bir rejim tesis etmeye çalışan ABD, bunu benimsemeyen Türkiye'yi her fırsatta taciz etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında da aynı sudan bahanelerle yardım konvoyuna eşlik eden özel tim görevlisi askerlerimizi bir süre derdest etmişlerdi. Gösterilen reaksiyon karşısında daha sonra özür diler gibi yapıp, bildiğini okumaya devam eden ABD ile, giderek gerginleşen münasebetlerin köklü şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu "gözden geçirme" ameliyesinde, Türkiye büyük devlet olmanın gereği, sabırla hareket etmeli ve sadece bu olayı değil, ilişkiler manzumesinin tümünü değerlendirip ona göre bir karara varmalıdır. Bu açıdan baktığımızda "deneyimli devlet adamı" olarak bilinen sayın Ecevit'in dün CNN Türk televizyonunda seslendirdiği görüşlere katılmak mümkün değil. "Amerika Irak'ta kitle imha silahı bulunduğuna ikna olmuşsa, bizim ayrıca delil gösterilmesine ihtiyacımız yoktur..." diyen ve gelişen her olayı gazeteciler kendisine sorduğunda; "Bu konuda bilgim yok. İlk defa sizden duyuyorum..." cevabını veren eski başbakan, nedense dün 'Karaoğlan' diye övüldüğü günlerin havasında idi! Meclis dışında olmak vaya muhalefette bulunmak, sorumluluğu büsbütün bir kenara atmak anlamına mı geliyor? Neyse biz esas konumuza gelelim. Amerika'nın son olayla neyi veya neleri elde etmek istediğini iyi tespit etmek gerekiyor. Belli ki 'süper güç' Türkiye'yi test ediyor! Alacağı tepkiye göre yeni plan ve stratejileri devreye sokacak!.. İşte bu sebepledir ki Türkiye'nin başvuracağı hareket tarzı ileriye dönük uzun vadeli hesaplara dayanmalıdır. Askerlerimizin alıkonulması haklı olarak bizi çok öfkelendiriyor. Ama bu öfkeyle kalkıp zararla oturmak yerine, sabırla ve soğuk kanlılıkla gerekli hazırlığı yapıp cevabımızı da o seviyede ısdar etmeliyiz. Türkiye bölgenin köklü ve büyük bir devleti olarak bu siyasi olgunluğa tarihî zenginliğe ve millî güce sahiptir. Dolayısıyla bazı tv kanallarındaki panik havası yersiz ve yararsızdır. Türkiye, çok önemli bir süreçten geçiyor. Bu safhada vereceği kararlar ve sergileyeceği davranışlar her zamankindan daha önemli. Ülkemiz pekçok ağır imtihandan geçti. Bundan da geçer. Geçecektir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.