Oyuncak gibi

'F.Bahçe elindeki oyuncu profiline göre oturttuğu oyun anlayışıyla zor gibi görünen bir deplasman maçını dinlene dinlene gol atarak kazanmıştır.'

Her ne kadar Trabzonspor ev sahibi olsa da maçın favorisi net biçimde Fenerbahçe’ydi. Gerek eleman kalitesi, gerek eldeki kadroya en çok uyan oyun formatının sahnelenmesi açısından Trabzonspor’un Avni Aker’deki son maçını beraberlikle bitirmesi bile bence pek mümkün değildi. 
Sezon başı transfer sürecinde Fransalarda gezen, televizyonda yorum yapan Trabzonspor’un hocası, böyle komik yabancıların da bordo-mavili formanın içine girmesini ancak telefonda öğrenebilmiştir! Dolayısıyla Fenerbahçe takımıyla oynarken, kendi sahanız da olsa, bir oyun stratejisi uygulamasını beceremezsiniz tabii ki. 
Van Persie’nin yokluğunda hakiki santrforu Fernandao’ya kavuşan Fenerbahçe, bir kenarında Sow gibi o bölgenin, o görevin adamı olmamasına rağmen bir Lens ile işi götürüverdi. Fenerbahçe’nin bugünkü teknik adamıyla buluşmasından bu yana, orta sahadaki yüksek teknik kapasite eksikliği sebebiyle uzun toplarla ön taraftaki elemanlarıyla pozisyonlara gitmesi, en azından şartlara göre işi götürmek anlamı taşıyordu. 
Trabzonspor’da son günlerde basında geniş yer alan Mehmet Ekici diyaloğu bence boşuna mesaidir. Sadece duran topların etkili ismi olan bu oyuncusu bir büyük firma orta alan organizatörü olmadığını dün akşam bir kere daha göstermiştir. 
Şöyle bir alt alta koyup bakarsak; Fenerbahçe elindeki oyuncu profiline göre oturttuğu oyun anlayışıyla kâğıt üzerinde önemli olan ama bence en kolay deplasmanını dinlene dinlene gol atarak kazanmıştır. 
Bu arada Ali Palabıyık’ın Yusuf Erdoğan’ın kale çizgisi üzerinde elle oynamasını iyi süzüp penaltı ve kırmızı kart kararını vermesi ders alınacak bir hakemlik örneğidir. 

MAÇIN ADAMI: Ali Palabıyık
Verdiği kırmızı kart ve çaldığı penaltı ders niteliğindeydi.