Türkmen gencin dedikleri...

A -
A +

Geçtiğimiz hafta üç günlük tatili fırsata çevirip ailemle Kazdağları’na gittik.

Sonbaharda o güzel coğrafyaya gitme nedenimizin başında da Havran mandalinalarının olgunlaşma mevsimine denk gelmesiydi hiç kuşkusuz. Bahçelerde ağaç dalında doğal olarak sararan Havran mandalinalarının tadını, aromasını hiçbir yerde bulamadığınız gibi bahçelerdeki muhteşem görseli tarif etmek imkânsız. Bir mandalinayı soyduğunuzda etrafa yayılan o tarifsiz kokuyu bilmeniz gerek!  

Sonbaharın binbir güzellikle arzıendam ettiği bu tatil beldelerine sırf bu mandalinalar için bile gidilir! Zaten gelinmişti de… Nitekim ilçedeki kalabalık yaz mevsimini aratmadı! Dönüş yolunda da kasa kasa mandalina alma kuyruğu vardı.

Kaldığımız otelde ailemize Türkmen bir genç mihmandarlık yapınca doğal olarak kendisiyle biraz sohbet ettik. Türkiye’nin çok önemli üniversitelerinin birinde mimarlık okuyormuş. Ülkesi Türkmenistan, pandemi nedeniyle tam bir buçuk senedir kendisini dünyaya kapattığı için evine hiç gidememiş ve okulunu dondurup çalışmaya başlamış.

Türkmenistan’ın iki hafta sonra yapılacak Türk Keneşi Liderler Zirvesi’ne tam üye olup olmayacağını soruyorum. Gözleri parlıyor ve böyle bir gelişme olduğu takdirde Türkiye’deki hayatının rahata kavuşacağını söylüyor. Türkiye’ye nasıl geldiğini soruyorum:

“Benim babam esnaf. Annem devlet memuru. Türkiye Türkçesini ortaokul yıllarında Türk dizilerini seyrederek öğrendim. Sonra gelme planı yaptım. Ailem uzaklara gitmemi istemiyordu. Gezmeye gidiyorum diyerek çantamı sırtıma atıp Türkiye’ye geldim. Zaten Türkmenistan’da gençlerin gitmek istediği iki ülke vardır. Birisi Rusya’dır diğeri Türkiye’dir. Ben Rusya’ya gitmedim, oysa birçok akraba çocuğu oraya gitti zira Rusya gençler için çok eğlenceli bir ülke! Türkiye benim için çok özel bir ülke, burayı çok seviyordum. Vatandaşlık başvurusu yaptım.  Henüz onaylanmadı. Çünkü belli bir birikimimin olması gerekiyor. Bu nedenle biraz da üzülüyorum. Birçok Suriyeli kolaylıkla 'Türk Vatandaşı' olurken bir Türk olarak benim vatandaşlığım neden bu kadar gecikti anlayamıyorum…”

Eşim burada itiraz edecek gibi oluyor lakin çocuk öyle gerçekçi ki hemen ilave ediyor: “Türk vatandaşı olan Suriyeli arkadaşları telefonla arayabilirim!"

Bu iddianın ne kadar doğru olduğunu açıkçası bilmiyorum. Daha doğrusu hiç kimse bilmiyor. Yeni adıyla “Göç İdaresi Başkanlığı” umarız ki bu konuda bizleri aydınlatır. Beş dil bilen ve ülkemizin en önemli üniversitesinde okuyan başarılı Türkmen genci elbette Türk vatandaşı olmayı hak ediyor. Zaten milliyet olarak Türk ve ana vatanda hayatını sürdürmek istemesi de çok doğal….

Bu kendinden emin, büyük hayalleri olan Türkmen gencinin “Türk Vatandaşı” olma hayalinin gerçek olup olamayacağını bilemiyorum lakin bu sohbette bu gencin yaşıtlarına göre ne kadar olgun ve gerçekçi olduğunu fark ediyorum.

Türkmenistan Cumhuriyetinin, ülke nüfusunun çok az olmasına binaen bu tür başvuruların ilgili ülkeler tarafından kabul edilmemesi yönünde bir tavır içinde olduğunu da burada eklemiş olalım...

Önemli bir Büyükelçi’nin, Türkmenistan’ın, Kasım Zirvesi’nde kardeş ülkeler ile hareket edeceğini ve “Birleşik Türk Devletleri Topluluğu” beklentisinin hayal olmaktan çıkıp gerçeğe doğru ivme kazanacağını söylediğini ifade edelim.

Rus medyasının kardeşler arası bu dayanışmayı "Orta Asya NATO’su" olarak görme algısı bakalım nereye evrilecek? Türk Cumhuriyetlerinin çok ciddi bir uyanış içinde olduğunu, gelecek günlerin "Türk Asrı"nın dirilişine gebe olduğunu belirtelim!

Hasılı Türkmen gencin dediği gibi: Türkmenistan olmadan olmaz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.