'Türkiyeli' kimdir?
Son günlerde basında, sosyal medyada dolaşıma sokulan bir ifade var. “Türkiyeli!” Ne yazık ki toplum bu ifadenin ne amaçla ortaya atıldığının farkında olmadığı gibi münevver dediğimiz kesimin de sesi pek çıkmıyor!
Esasında istisnalar hariç bizim aydınımız siyaset dışında artık ne yazıyor ne de konuşuyor! Yediden yetmişe politize olmuş bireyler olarak ülkenin ne alarm veren sosyolojisini ne ülkeyi bekleyen olası sosyal sorunlarını ne üniversitelerin ve liselerin hâli pürmelalini ne de gençlerimizin içine düşmüş oldukları açmazlarını düşünüyoruz!
Varsa yoksa siyaset…
Seçim yapıldığı günün akşamı bir sonraki seçimin tartışmaları başlıyor bu ülkede! El insaf… Bir kesim var sabahtan akşama kadar cennetten bir diyarı anlatır gibi öylesine gerçeklikten kopmuş, bir kesim var önlerine her ne konsa burun kıvırıp beğenmeme histerisi içinde, bir kesim var dünya yansa umurumda değil diyor ve bir kesim de var ki zaten elli yıldır ihanette başımıza bela olmuş bir kangrenin uzantıları, Meclis'te bile boş durmuyorlar!
Bizim namuslu ve gerçekçi aydın profiline ihtiyacımız var.
Bütün liderlerin esasında sözünü dudaktan esirgemeyen, lafı eğip bükmeden hakikati haykıran insanları etraflarına doldurmaları gerekir ancak maalesef tam tersi oluyor çoğunlukla. Aman Efendim, canım efendim diyenler yüzünden nice emekler, çabalar ziyan olup gidiyor, umutlarımız sönüyor.
Tam iki yıldır Millet İttifakı'nda kim aday olacak sorusuyla televizyoncular yüzlerce program yaptı, yazarlar binlerce köşe yazısı yazdı, siyasiler boş boş konuştu hâlâ da konuşuyorlar. Yahu kim olursa olsun! Bize ne? Seçim günü bakarız icabına…
Öte yandan sabah akşam televizyon kanallarında toplumun nasıl alarm verdiği gerçeği gözümüze sokuluyor lakin aldıran olmuyor! Ailelerdeki deprem, kadın cinayetleri, insanın insana şiddeti, insan kalitesindeki yozlaşma, ahlaki çürüme, arsızlık, dolandırıcılık, hırsızlık, yüzsüzlük olaylarındaki devasa artışlar hiç kimseyi korkutmuyor…
Zaten gündem enflasyonu yaşayan bir ülkeyiz!
Şimdi de bir “Türkiyeli” ifadesi dolaşıma sokuldu. Ülke ağzına kadar farklı ülkeler tarafından beslenen fondaş, ajan ve misyoner kaynıyor! Her yerdeler. Üniversitelerde, medyada, STK’larda vs… Bir anda kanal kanal dolaşıp toplumun önüne çıkıyorlar. Parlatılıp cilalanıyor şöhrete kavuşuyorlar ve sonra dökmeye başlıyorlar incilerini!
Bu tayfaya Rusya’da, İngiltere’de, Fransa’da, Yunanistan’da yaşayan halka ne denir diye sorsanız o ülkenin hâkim ırkının ismiyle şu cevapları vereceklerdir: Rus, İngiliz, Fransız, Yunan!
Aynı tayfa Türkiye’de yaşayanlara sırf “Türk” dememek için bilhassa “Türkiyeli” ifadesinin altını çizerek kullanıyor ama! Çünkü görevleri budur! Bu ülkeyi “böl, parçala, yut” tekniğiyle yıkacaklarını zannediyorlar…
Bir zamanlar “Türkiye bir mozaik” safsatasıyla bu ülkenin altını oymaya çalıştılar. Bu mozaik kavramı aslında bir bütünü değil parçayı, yani dağılmayı içinde barındıran bir önerme… Yani mozaiğin her parçası kendi içinde bir bütün oluşturabilir…
Bu şeytanca önermeye rahmetli Nevzat Kösoğlu da karşıt bir önerme geliştirmiş ve noktayı koymuştur:
-Türkiye bir ebrudur!
Peki ebru nedir? TDK şöyle açıklıyor: Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs!
Yani Kösoğlu’na göre Türk milleti Anadolu coğrafyasında aynı potada eriyip bir renk ve ahenkle ayrılmaz bir bütün olmuş insanımızın tümüdür.
Peki sıkça bahsedilen "Türkiyeli" kim?
Biz öyle bir halkı tanımıyoruz ama söyleyenlerin kim olduğunu biliyoruz!