Türkiye’yi böyle mi yönetecektiniz?

A -
A +
Seçimlerin üzerinden bir ay geçti.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti karşısında iddialı olduklarını söyleyen iki aday vardı. Biri İyi Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener. Diğeri ise CHP’nin adayı Muharrem İnce.
Bugünlerde Akşener ve İnce’ye oy verenler kendilerini nasıl hissediyorlar bilmiyorum.
Ama bu iki adaya oy vermeyenlerin; son dönemde yaşananlara bakarak kendilerini rahat ve huzurlu hissettikleri kesin.
Seçimlerin ardından siyasette değişmeyen gündem İyi Parti ve CHP.
Gündem olmalarının nedeni bu iki parti içindeki çekişmeler. Cumhurbaşkanı adaylarının siyaseten gelgitleri.
Akşener, partisini kurultaya götürdü. Kendisinin aday olmayacağını söyledi. Ama her an yeniden aday olması gündemde.
Muharrem İnce, seçimlerin ardından kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkıp liderlik yarışına girmeyeceğini söyledi. Şu an, İnce’nin adaylığı için parti içinde büyük bir kavga var.
Diğer taraftan, bu iki partinin içinden kendi cumhurbaşkanı adaylarına yönelik hakaretler her geçen gün artıyor.
İkisini dikkate getirelim.
Meral Akşener tarafından İyi Parti’nin Bursa’da milletvekili olarak gösterdiği Adnan İslamoğulları, seçimlerin hemen ardından kendi Genel Başkanı ile ilgili şu tweeti attı:
“1- Emanet verdik, sahip çıkmadın. 2- Sır verdik ifşâ ettin. 3- Yola çıktık, yarı yolda bıraktın... Madam, sen seçimi kaybetmedin, sana olan inanma duygusunu yok ettin...”
Bu sosyal medya içeriğini paylaşan kişi sıradan biri değil. Seçimlerde Akşener’in cumhurbaşkanı olması için seçmenlerden oy isteyen bir milletvekili adayı. Halktan oy isterken aslında oy istediği kişi hakkında kendi düşüncesi böyle.
Şimdi geçelim CHP’nin Cumhurbaşkanı adayına…
CHP’de Muharrem İnce’yi aday gösterenler kendi cumhurbaşkanı adaylarını partinin başına geçmesi için “yetkin” görmüyorlar.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, Muharrem İnce ile ilgili sosyal medyadan şöyle bir yorumda bulundu:
“Sıradan ve kaba bir adamın kahraman gibi gösterilmesini sağlayacak şartları ve durumu oluşturan mücadeleler tarihte ortaya çıkabilirler. Ama bunların tarihi esir almalarına asla izin verilmez. CHP KENDİ DİYALEKTİĞİNDEN KOPARILAMAZ. Tek adamlar değil CHP önemli.”
Bu iki cumhurbaşkanı adayına yönelik kendi partilerinden eleştiriler bu kadar da değil. Bunlar sadece iki örnek.
Bu açılardan bakıldığında iki soru önemli hâle geliyor. İlki, kendiniz için uygun görmediğinizi, nasıl oluyor da Türkiye’yi 5 sene yönetmesi için seçmenlere tavsiye ediyorsunuz?
İkincisi ise, zaten bu adaylarınızın kazanmasına kendiniz de inanmıyordunuz. O zaman seçimden sonra, seçimlerin meşruiyeti ve sonuçları ile ilgili gereksiz eleştirileri niçin gündeme getirdiniz? AK Parti ve Erdoğan’ı seçenlere niçin hakaret ettiniz, serzenişte bulundunuz?
Hep söylüyoruz. Tekrar edelim. Muhalefetin sorunu çok büyük... Lider sorunu falan değil.
Muhalefet, toplumsal, ekonomik ve politik dönüşümlere uyum gösteremiyor. Siyasal alandaki dönüşümü dikkate alarak örgütünü, ideolojisini politikasını revize edecek esnekliği geliştiremiyor.
Dolayısıyla da hizipçiliğin istilasına uğruyor. Marjinal gruplara mesafe koyamıyor.
Sahici bir muhalefet siyasetini devreye sokamadığı için de iktidarı ancak hakaret diliyle eleştiriyor. Geniş toplum kitlelerinin temsilciliğini yapacak yerde, marjinalize olmuş kesimlerin sözcülüğünü yapıyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.