Muhalefet “eski sistem” üzerinde anlaşabilir mi?

A -
A +
Muhalefet partileri, parlamenter sisteme geri dönüş konusunda istekli olduklarını sürekli tekrar ediyorlar. Henüz bir “mutabakat metni” yok.  Cumhur İttifakı karşıtı partiler bir arada olmalarını ve gelecek hayali kurmalarını, “güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olmak” üst başlığında gerekçelendiriyorlar.
Eskisi yenisi fark etmeksizin hemen hemen muhalefetin tümü, “güçlendirilmiş parlamenter sistem”e dönüş vaadini sloganlaştırmış durumdalar.
Aslında böyle bir kavramı tedavüle sokmanın işlevsel bir yönü yok değil. Farklılıkların üzeri kolayca örtülüyor, ortaklaşma için ise soyut bir vaat imkânı ortaya çıkıyor.
Şu ana kadar, eski sisteme dönüş taraftarları, “güçlendirilmiş parlamenter sistem”le tam olarak neyi kastettiklerini ortaya koyamadılar.
Hepsi derslerine çalıştıklarını söylüyorlar. Ama ortada henüz bir metin yok. Hatta göreceksiniz, ayrıntılı bir metni hiçbirisi ortaya koyamayacak. Çünkü somut bir çalışma ortaya çıktığında kendi aralarındaki görüş farklılıkları da gün yüzüne çıkacak.
Şu ana kadar sadece Gelecek Partisi, güçlendirilmiş parlamenter sistemle neyi kastettiğini bir metinle ortaya koydu. Diğerleri de zaten bu metne atıf yaparak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Metin, bilinçli olarak çok genel ilkeler üzerinden kamuoyuna açıklandı.
Ortaya konan metnin önemli bir kısmı, cumhurbaşkanlığı hük"umet sisteminin eleştirisine dayanıyor. Başkanlık sistemi ile parlamenter sisteminin literatürdeki karşılaştırılmasında, başkanlık sistemi aleyhine öne çıkan eleştiriler sıralanıyor. Yani eleştirilerin önemli bir bölümü, başkanlık sisteminin bizatihi kendisi ile ilgili bildiğimiz konular.
Bu tartışmalar, tüm dünyada çok uzun yıllardır zaten yapılıyor. Türkiye’de de hem geçmişten bugüne hem de 2016 yılındaki sistem değişimi referandumunun öncesinde bu konular enine boyuna konuşuldu.
Bilindiği gibi, bu eleştiriler tek yönlü de değildir. Başkanlı bir siyasal sistemin dezavantajları olduğu gibi, parlamenter sistemin de hiç de ondan kalır yanı yoktur.  Kaldı ki, Türkiye’de eski parlamenter sistem öyle durup dururken bir anda kaldırılmış falan değildir. En az kırk yıldan fazla bir süre değiştirilmesi gündemde tutulmuştur.
Şu ana kadar, “güçlendirilmiş parlamenter sistemi” savunanların, bununla neyi kastettikleri ile ilgili öne çıkan iki husus var.
İlki, hükûmet sisteminin istikrarsızlığını önlemeye yönelik, “güvenoyunda basit çoğunluğun, hükûmet düşürmede ise nitelikli çoğunluğun aranması”  uygulamasının getirileceği…
İkincisi ise; Cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilmesinde muhtemel bir krizi önlemeye dönük bazı formüllerin dile getirilmesi. Örneğin, Meclis'in bir aday üzerinde uzlaşamaması durumunda seçimlerin yenilenmesi zorunluluğu gibi…
Temel ilkelerinin ve geçiş sürecinin nasıl olacağı belli değil. Eski sisteme dönerken, yeni bir anayasa mı yoksa sadece eski parlamenter sistemi geri getiren değişikliklerin mi yapılacağı bile bilerek muğlak bırakılıyor. Seçimlere giderken açık bir taahhütte bulunup bulunmayacakları belirsiz…
Bu kadar parçalı bir muhalefetin, bir yasa metni üzerinde anlaşması kolay değilken, anayasa değişikliğinde ortak ilkeler üzerinde mutabık kalmaları neredeyse imkânsıza yakın görünüyor. Göreceksiniz daha anayasanın başlangıç kısmı ve ilk üç maddesinde bile uzlaşamayacaklar.
Bunu kendileri de iyi bildikleri için zamana oynayacaklar. Ortaya herhangi metin koymaları kaçınılmaz olursa, Gelecek Partisi’nin metnine benzer şekilde, cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin eleştirisine dayanan genel geçer bir öneriyi kamuoyu ile paylaşacaklar. Millete de “hele bir seçimi kazanalım, gerisine ondan sonra bakarız” diyecekler.
“Parlamenter sisteme geçeceğiz” demekle geçilmiyor. Önce üzerinde uzlaştığınız metni bir görelim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.