Bucaspor'u kim düşürdü?..

A -
A +

İzmir'in "Süper Lig'de takımsızlık acısı" 7 yıl sürmüş ve sonunda yıllardır herkes "Altay'ı, Karşıyaka'yı beklerken" geçen sezon Bucaspor tam bir sürpriz yaparak "Süper Lig'de İzmir'i asıl ben temsil ederim" dercesine, üstelik "alt yapıya dayalı, istikrarlı ve takım gibi takım olduğunu gösteren" futbolu ile 7 yıllık özleme son vermişti!.. Bucaspor yönetimi, Süper Lig'de "ilk sezon tutunabilmek," sonraki sezonlarda da yukarılara doğru atak yapmak için öncelikle "bunu başarabilecek" bir teknik adam "uzun süreli olarak" bulmanın gerekli olduğunu düşündü ve "bu gerekçe ile" takımın başına Bülent Uygun'u getirdi!.. İşte "felâket", Bucaspor ve İzmir için bu seçimle başladı; sezonun ortasında "aktif olarak futbolcu alım satımı yapan bir şirketin ortağı olduğu ortaya çıkan" ve de "bu sebeple 8 maç ceza alan" Uygun, mevsim başında "takımı Süper Lig'e çıkaran" kadrodan sadece iki futbolcuyu tutarak, diğerlerini gönderdi ve de "25" yerli-yabancı futbolcu transfer ettirdi, Bucaspor yönetimine!.. Bu "yoğun" transfer trafiği, Bucaspor'u "elbette kendi imkânları içinde" büyük bir mali yükün altına soktu ve de Bülent Uygun Süper Lig'in 8'inci maçında Bucaspor'u bırakıp, Eskişehirspor'a gitti!.. Ben o gün bu gündür, hep TV programlarında, spor sayfalarında "bu etik olmayan" tabloyu konuşup, yazıp geldim ve de "Bucaspor Süper Lig'den düşerse, bunun baş sorumlusu Bülent Uygun Hoca'dır" dedim!.. Ama bugün gelinen noktada "Baş sorumlu sadece Bülent Uygun Hoca değildir, onun yanına Oğuz Sarvan'ın hakemlerini, hem de en iyi hakemlerini, FİFA kokartlı hakemlerini de koyun" diyorum!.. Aslında, "gözler" hep Fenerbahçe'de, Galatasaray'da, Beşiktaş'ta, Trabzonspor'da olduğu için TV ekranlarımızda ve spor sayfalarımızda "tam tabiri ile" yazıyorum, "hatalı hakem kararları ile katledile katledile yerle yeksan edilen" , çok acıdır ama "Ötekiler" diyebileceğimiz takımların uğradıkları "büyük haksızlıkları" ancak "satır aralarında" o da çoğunlukla "İş olsun, torba dolsun" misali geçiştiriyoruz, o kadar!.. "Basın" olarak söylüyorum; içimizden bir Allah'ın kulu da çıkıp, "Bu Bucaspor, bu Kasımpaşa, bu Konyaspor hakem hataları ile bu sezon kaç puan kaybetti" diye araştırmıyor, soruşturmuyor, yazmıyor, çizmiyor, konuşmuyor; "Bu takımların nasıl küme düştüklerine dönüp bakmıyoruz" bile, yöneticilerinin, teknik adamlarının "haklı" feryatları, "tek sütunluk" ve de "birkaç satırlık" haber oluyor, o kadar!.. Ey Oğuz Sarvan kardeşim, ey Mahmut Özgener başkanım, "Bucaspor'un geçen hafta oynadığı maçı seyrettiniz mi, bu mütevazı takımın yenilen bu kaçıncı hakkı", hiç mi vicdanlarınız rahatsız olmuyor; bu takım "büyük iddia ve ümitlerle getirilen" ve de "gelen" hocasından yediği büyük darbeden sonra, kaç defa "hatalı hakem kararları ile" infaz edildi?.. Ve ey benim anlı ve de şanlı yazarlarım, spor ve futbol yorumcularım, "hakem" yorumcularım; "bunlar olurken" bakın "bizler" nerelerdeyiz; "art arda gelen iki örnek" ile anlatayım: Fenerbahçe'nin "önemli" bir maçında "hakem, yardımcı hakemin ikazına aldırmadı ve penaltıyı çalmadı" diye kıyameti kopardık, 15 gün geçti, geçmedi, Trabzonspor'un "önemli" bir maçında bu defa "Yardımcı hakemin uyarısı ile penaltıyı verdin, neden verdin, vermeseydin" diye hakemi yerle bir ettik!.. Böylece, futbol dünyamıza "yeni" bir kaide getirdik; "Ey hakemler Fenerbahçe maçlarında yardımcı hakemin uyarısına uyunuz, Trabzonspor maçlarında ise uymayınız!.." İşte bizler hâlâ "bu durakta iken" , Bucaspor "göz göre göre düşürülmüş" kimin umurunda, Konyaspor, Kasımpaşa "aynı yolun yolcusu edilmiş", ne yazar?.. Bizler çoğunlukla ve de çok ama çok zaman "daha eşit olan" eşitlerden yanayız, "daha eşit olmayanlar" talihlerine küssünler; baştan "eşit (!)" değil, "daha eşit" olacaklardı; öyle değil mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.